Emin Çölaşan

Sözcü

Hayırlı kayyumluklar olsun!

Sevgili okurlarım, Türkiye'de aylardan beri, İstanbul'da ise iki günden bu yana CHP İstanbul İl Başkanlığı binası önünde sergilenen olayları hep birlikte izliyoruz. Utanarak ve yüzümüz kızararak... Hadise, geçtiğimiz mart ayında Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başladı ve sürüp gidiyor. Daha da gidecek... Bundan sonra da nice yüz kızartıcı hukuk

6-7 Eylül rezaleti

Sevgili okurlarım günümüzde Türkiye tam bir siyasi kargaşa altında. Tuhaf işler oluyor, olanları aklımız almıyor ve insanın üzerine bıkkınlık çöküyor. Bugün hiç değilse kendi gündemimi değiştirmeye karar verdim ve yıldönümü gelmişken size yakın geçmişten bir olaylar dizisini anımsatmak istedim. Bugün o yüz kızartıcı olayların 70. yıldönümü. Günlerd

Kemal Bey'e mektubumdur

"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olaylar büyük bir hızla gelişti ve size yeni bir mektup yazmak zorunda kaldım. Biliyorsunuz, ben bu köşede arada sırada birilerine mektup yazarım. Bugün sıra sizde! Kemal Bey, CHP'nin 13 yıl boyunca genel başkanı olarak görev yaptınız. Sonunda, günün birinde, yapılan son kurultayda bu unvanı kaptırdınız ve genel başkanlığ

İktidarların elinde yargı sopası...

Sevgili okurlarım bir parti düşünün, yapılan uğraşların sonucunu bugün itibariyle önemli ölçüde almış ve memleketin birinci partisi olmaya hak kazanmış. Bu parti hiç tartışmasız CHP'dir... Ve bu partinin yükselişi şimdi yargı kararlarıyla önlenmek istenmektedir. Son örnek İstanbul'da bir Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği kararda yatıyor. Eğer bu ka

Memleketin böylesi!

Sevgili okurlarım şimdi birkaç gün önceye, 30 Ağustos cumartesi gününe dönelim. Devlet protokolü her ulusal bayramda olduğu gibi Anıtkabir'de yerini almak üzere. Görevliler ve davetliler Anıtkabir'e geliyor ama o da ne!... Protokolde yer alan subay ve astsubaylar gelirken ortaya şaşırtıcı görüntüler çıkıyor. Paşalar dahil herkesin üstü girişte poli

Özel okulda bir memur çocuğu...

Sevgili okurlarım, okullar açılmak üzere. Milyonlarca aile 'biz bu taksitleri nasıl öderiz' telaşında. Bugün sizi biraz geçmişe döndürüp o yıllardan söz etmek istiyorum. Bu nedenle ailemizin yaşam koşullarına da kısaca değinmek zorundayım. 1942 yılında Ankara'da doğdum. Bir de benden 4 yaş küçük kardeşim Refik ölaşan var. Babam Umran ölaşan Meteoro

Sap gibi durdu mu..

Sevgili okurlarım, bunlar 30 Ağustos'u kendileri için zafer haftası ilan ettiler ama işin perde arkası başkaydı. Amaçları 30 Ağustos 1922'deki büyük zaferi değil, 1071 yılındaki Malazgirt savaşını kutlamaktı. Malazgirt ovasına çadırlı ordugâhlar ve otağlar kurdular, mehter takımları getirdiler, toplama kalabalıklarla, bindirilmiş kıtalarla miting d

Ve komutan teslim oldu...

Sevgili okurlarım 30 Ağustos (1922) Zafer Bayramı'nın anlamını ve perde arkasını pek çok kişi bilmez. Ege ve Batı Anadolu'yu işgal eden Yunan ordusuna karşı İnönü ve Sakarya'da kazandığımız zaferler sonrasında çatışmalar azalmıştı, cephelerde durgunluk vardı. Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa... Bugünkü sahtekârların v

Ahlat Zaferi!..

Sevgili okurlarım, kendilerini kurtarıp bir mola alabilmek için taa 1071 yılına, bundan 954 yıl öncesine dönmeyi bile göze aldılar. Malazgirt zaferini kutluyorlarmış! Müslüman Alpaslan'la Hristiyanordusu arasındaki bu savaşı Alpaslan kazandı. Böylece, bizimkilerin iddiasına göre Anadolu'da Müslüman egemenliğinin yolu açılmış oldu. Ama bu konuda baz

Kitabını bekliyoruz!..

Sevgili okurlarım son dönemlerde, özellikle CHP'li belediyelerde ilginç bir takım olaylara tanık oluyoruz... Ve bu olaylar sürüp gideceğe benziyor. Son günlerde önemli bir olay daha yaşandı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem erçioğlu partisini bırakıp AKP'ye geçti. Onun çok ciddi mazereti vardı, rozet takma töreninde ağzından kaçırdı! Bundan