Emin Çölaşan

Sözcü

Bakalım bizim Diyanet bugün ne diyecek

Sevgili okurlarım, başımızda bir cumhurbaşkanı var, her konuda ne derse o oluyor. Devlet katında önemli ve önemsiz bütün kararlar tek başına kendisi tarafından, onun imzasıyla alınıyor. Akla gelen bütün kararları tek başına yürürlüğe koyuyor. Kendi anlayışlarına göre "Müslümanlık" ön planda. Onlardan biri de Diyanet'in başına getirdiği şahıs. Ali E

Yoksa Türkler çıldırdı mı!

Sevgili okurlarım, bu AKP döneminin çok ilginç bir özelliği var. Önüne gelen herkes için Cumhurbaşkanına hakaret davaları açılıyor. Yazan, konuşan ve eleştiren herkes hakkında soruşturmalar başlatılıyor. Haklarında hem ceza, hem de tazminat davaları açılıyor, sokak röportajı veren Dilruba Kayserilioğlu gibi masum genç kızlar ve daha niceleri haks

Ve Yunan ordusu teslim oluyor...

Sevgili okurlarım, tüm ulusal bayramları unutturmaya çalışan, protokol törenleri dışında kutlamaları bile yasaklayan bir iktidarla karşı karşıyayız 26-30 Ağustos arası her yıl Zafer Haftası olarak kutlanırdı. Bunlar ulusal kavramları unutturmak için başka bir uygulama başlattı!26 Ağustos'a bu yıl da953yıl önceki MalazgirtSavaşını oturttular ve onu

Bir fotoğraf karesinden yola çıkınca...

Sevgili okurlarım, bizim gazetede ve internet sitesinde dün çok ilginç bir fotoğraf yer almıştı... Ahlat'taki AKP törenlerinde ilginç buluşmaların gerçekleştiği anlaşılıyor. Hem de bu buluşmalar kameraların karşısında olmuş. Şimdi bir düşünün... Malazgirt Savaşının 953. yılı kutlanıyor ama nerede Savaş alanına yakın olduğu için Ahlat'ta... Bitlis'i

Müjdeler birbirini izlerken!

Sevgili okurlarım, Türkiye bir 'müjdeler' ülkesine dönüştü. Güzel haberler hep birbirini izliyor ve milyonlarca insanımız bu güzellikleri izlerken mutlu oluyor, mest oluyor. Son güzel haber yine Ankara'dan geldi. Yukarıda sözünü ettiğim milyonlarca insanımız hep soruyordu... "26 Ağustos Malazgirt Savaşının yıldönümü yaklaşıyor. Hükümetimiz bu yıldö

Devlet Bey... Nereden nerelere sürüklenmiş!

Sevgili okurlarım, bir siyasetçi düşünün ki günün birinde iktidar partisi AKP'yi en ağır sözlerle eleştiriyor, inim inim inletiyor, yerin dibine batırıyor. En ağır sözleri söylüyor, vurdukça vuruyor. Sözleri yanlış mı İftira mı atıyor, yalan mı söylüyor Hayır, gerçekleri dile getiriyor (du)!.. Siyaset tarihimize 17-25 Aralık operasyonları olarak

Başımızdakilerin marifetleri!

Sevgili okurlarım, bunlar 22 yıldan bu yana iktidarda. Hem de tek başına ve tek adam yönetiminde. Hem de yargı, medya, Meclis çoğunluğu ve bazı belediyeler dışında bütün kurumlar ellerinde. İnanılmaz bir süreç yaşıyoruz. Bu tablodan sadece AKP değil, MHP de 'gurur' duymalı! Siyaset piyasasında birkaç yıl öncesine kadar bir Devlet Bahçeli vardı. Ge

Gözler ve kulaklar Recep Beyi arıyor!

Sevgili okurlarım, bazen birilerine alışırız ve onu bir süre göremeyince özlemeye başlarız!.. Acaba nerede, şimdi ne yapıyor diye çevremize sorarız. Sağlığını merak etmeye başlarız. Kendi kendimize ve çevremize "inşallah iyidir, başına olumsuz bir iş gelmemiştir" diye iyi dileklerimizi tekrarlarız. Gerçekten de öyle... Aradığımız kişinin başına aca

Yangınlar başladı, Recep Bey kayboldu

Sevgili okurlarım, bütün insanlık alemine korku salan bazı doğal afetler var. -Deprem. -Yangınlar, yani orman yangınları. -Sel baskınları. Biz Türkiye olarak bunların tümünü (ne yazık ki) zaman zaman yaşıyoruz. Nice insanlarımız can veriyor. Orman yangınlarından zarar görmeden kaçmak biraz da olsa kolay. Yangını ve size doğru yaklaştığını görünce

Depremin en yenisini beklerken

Sevgili okurlarım, Türkiye bir deprem ülkesidir ama gerekli önlemler hiçbir zaman alınmaz. Ülke olarak bu felaketlerin acısını çok yaşadık. Yüz binlerce bina yıkıldı, sadece son üç büyük depremde bile 100 bin'den fazla insanımız enkaz altında kalarak can verdi. Son üç büyük deprem hangileri 1939 Aralık ayında Erzincan, 17 Ağustos 1999 Marmara ve bü