Sicilya'da geleneksel tatların peşinde

Alman şair, düşünür Goethe "Sicilya'sız bir İtalya insanın ruhunda iz bırakmıyor, burayı görmeden İtalya'yı tam olarak kavrayabilmek mümkün değil" demiş. Olumsuzluklarını bile avantaja çeviren dinamizmiyle adeta insanın kanına işleyen Sicilya, ülkenin hiçbir yerine benzemiyor ama her bölgeden birçok farklı renk barındırıyor.Yunan, Roma, Arap, İspanyol, Norman... Yolu Sicilya'dan geçen tüm uygarlıklar bir parçasını bırakmış adaya. Mutfakta da bu etki gözlemlenebiliyor. Ayrıca ülkemiz mutfağıyla benzer tarafları da dikkat çekici. Mutfaklarında en çok kullandıkları patlıcan ve domates gibi sebzeler, hatta bazı yemekler aynı... Bizim şakşukaya benzeyen caponata, Araplardan miras içliköfte mantığıyla yapılan arancini (içi kıyma, balık veya sebzeyle doldurulup kızartılan pirinç topları) gibi. Hatta dondurmanın atası olarak bilinen sorbenin yani buradaki haliyle granita'nın, bolca kırık buzla servis edilen Osmanlı'daki şerbetten geldiği de tarihçiler tarafından söylenenler arasında. Gelelim Sicilya'da doğmuş şeflerin ada mutfağına olan katkılarına... Şeflerden bazıları klasik Sicilya mutfağına sıradışı dokunuşlar yaparken, bazıları da küçük yerel üreticinin en özel ürünlerini kullanıp özgün yemekler yaratarak ada mutfağının kaderini değiştirdi ve ürünlerin değerini arttırdı.Bizim şakşukaya benzeyen caponataAranciniHaberin Devamıİlhamı ninelerden alıyorSicilya mutfağını üst segmentlere taşıyan şeflere ilham perilerinin kim olduğu sorulduğundaysa aldığım cevap istisnasız olarak aynı: "Sicilyalı ninelerin ve annelerin evlerinde yaptığı yemekler. Bunlar toprağın ve denizin nimetlerinin tatlarını öldürmeden, en sade halleriyle sofralara konduğu, son derece basit lezzetler."Adada görülmesi gereken şehir, gidilmesi gereken restoran çok ama ben bu kez son seyahatimin izdüşümünde bir Sicilya anlatacağım size.GranitaMalzemelerinin kalitesi ve zenginliğiyle mutfağının lezzetine rağmen Sicilya sadece cannoli ve granita gibi birkaç lezzetiyle bilinirdi. Son yıllardaysa ada mutfağı durdurulamaz bir yükselişte. Sırrı bu topraklarda doğmuş şeflerin dışarıda edindikleri tecrübelerden sonra adalarına, hatta büyüdükleri mahallelere dönüp açtıkları lokantalar. Ciccio Sultano da bunlardan biri. Ciccio adanın en güzel şehirlerinden biri olan Ragusa Ibla'nın yerlisi.Haberin Devamı2 Michelin yıldızlı Ristorante Duomo ve daha rahat bir konsepte sahip I Banchi'nin sahibi. Bu ünlü şef geçen hafta Bodrum'da Mammadrau adlı bir de lokanta açtı; deneyimlediğim kadarıyla Duomo'da servis ettiklerinden hiç aşağı kalır yanı yok yemeklerin. Şefle ilgili detaylı yazıyı iki hafta önce Lezzetli Hayat'taki köşemde yazmıştım, meraklıları için hatırlatmış olayım.NotoRagusa'dan Noto'ya doğru yol alırken önceki dört seyahatimde olduğu gibi bu kez de Modica'da kısa bir mola verdim. Dik yamaca yayılmış taş evleriyle Midyat'a benzettiğim bu şehirdeki molamın asıl amacı Bonajuto. Aynı ismi taşıyan aile 1880'den bu yana çikolata üretimi yapıyor. Birkaç tatlı çeşidi satıyor olsalar da onlara haklı ünü getiren şey çikolataları. Daha doğrusu eski yöntemlerle üretmeye devam ettikleri çikolataları. Soğuk işleme de denen bu yöntem İspanyolların Mezoamerika keşfi sonrası Avrupa'ya yaydıkları bir teknik.Haberin DevamıÇekirdek halinde aldıkları kakaoları taş değirmende eziyorlar ve ısı kontrollü (45 derecenin üzerine çıkmayacak şekilde) üretim yapıyorlar. Çikolataya kadifemsi dokusunu veren temperleme işlemini uygulamıyor ve şekerle düşük ısıda karıştırdıkları ezilmiş kakaoya ekstra kakao yağı da eklemiyorlar. Bu şekilde üretilen çikolata pütürlü bir dokuya sahip oluyor. Ama kakao çekirdeğinin geldiği yere göre sahip olduğu karakteristik aromalar da korunmuş oluyor. Acı biberli, deniz tuzlu, kakuleli gibi pek çok çeşit var. Koyu kıvamlı sıvı soğuk çikolata içeceği ve acılı çikolata likörleri benim favorilerimden; giderseniz aklınızda bulunsun.Corrado Assenza ve yazarımız Ebru ErkeHaberin DevamıDiğer durağım, yine turistlerin en uğrak yerlerinden olan Noto. UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ndeki barok şehri önceden birkaç kez gördüm, fakat bu sefer asıl amacım Corrado Assenza'yla buluşmak. 60'larındaki bu ufak tefek adam ada gastronomisinin en önemli figürlerinden; başarının