Futbol bazen spordan çok daha fazlasıdır

EN çok ihmal edilen yakın tarihimize ışık tutacak filmlerdi. Oysa anlatılacak çok olay, çok insan öykümüz var.

Neyse ki son dönemde bu filmler yapılmaya başlandı.

Biliyorum; dönem filmlerinin zorlukları var.

Büyük bir merakla sinemaya gittim;"Zaferin Rengi"için...

Oğlum Atlas'ı da yanıma aldım.

Filmin fragmanları dönmeye başladığı günden bu yana ikimiz de sabırsızlanıyorduk.

Atlas'a her fırsatta onurlu milli mücadelemizi, Atatürk'ü anlatmaya çalışıyorum.

O da meraklı; dinliyor, sorguluyor.

Son yıllarda spora ilgisi bir hayli fazla, futbolu daha çok seviyor.

Fenerbahçeli ama bütün maçları takip etmeye çalışıyor.

Filmdeki gibi Ali Sami Bey'in"Dostluk kazansın"vurgusunu evde hep tekrarlıyoruz.

Film "Siyah Çoraplılar" dan 1902'de"Kadıköy Futbol Kulübü"ne, oradan da 1907'de"Fenerbahçe Spor Kulübü"ne dönüşen bir hikayeyi anlatıyor. Ve tabii ki Fenerbahçe'nin ülkenin işgalden kurtuluşu döneminde üstlendiği büyük sorumluluğu ve görevi de bizlere aktarıyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Zaferin Rengi işgal yıllarının derin psikolojik çöküşü altındaki İstanbul halkına yeniden umut aşılayan, Anadolu'ya geçmesi gereken silah ve cephane için deniz kıyısındaki binasını, depo ve sevkiyat iskelesi olarak kullanan bir spor kulübünün, şerefli tarihinin bir bölümüne, belgeseller dışında bir dramatik yapım olarak bizim de yeniden bakmamızı, duygulanmamızı ve o yılları biraz olsun düşünmemizi sağlıyor.

Tarihimizde okuduk;Harrington Kupası'nın hikayesini Ama filmi izlerken bir kez daha anlıyoruz ki; bir neslin, bağımsızlık ve erdemli mücadelesini anlatan çok sayıda hikaye var.

Bu da onlardan sadece biri...

"Zaferin Rengi"nin senaryosu titiz bir çalışmayla hazırlanmış; gerçeklere bağlı kalınmış. Kostüm tasarımından dekor çalışmasına; başrollerdeki Kubilay Aka ve Gülper Özdemir'in yanında Nejat İşler, Timuçin Esen, Yiğit Özşener, Gonca Vuslateri, Birce Akalay gibi isimlerden oluşan kalabalık yardımcı kadronun başarısını ayakta alkışlıyorum. Elbette Abdullah Oğuz'un yönetmenliğine de şapka çıkarıyorum.

Bu filmi mutlaka izleyin.

Fransızlar bile yetenek

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

pasaportu vermeye başladı

ALMANYA'dan sonra Fransa da önemli bir kararaldı.Sanatçılara, girişimcilere ve bilim adamlarına Fransa'da yaşama ve çalışma fırsatı verildiğini açıkladı Fransızlar...

İngiltere zaten bunu çok uzun yıllardır yapıyor.

Fransızlar bunu"yetenek pasaportu" olarak açıklıyorlar.

Fransa'nın yetenek pasaportu, ülkenin ekonomisine veya kültürüne önemli bir katkıda bulunması muhtemel olan AB üyesi olmayan vatandaşlara açık

Yüksek lisans derecesine sahip araştırmacılar, sanatçılar ile bilim, edebiyat, sanat, akademi, eğitim veya spor alanlarında tanınmış kişiler bundan yararlanabiliyor.

En az 30 bin Euro yatırım yapan işletme kurucuları ve paydaşları da bu vizeye başvurabiliyorlar.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Dil konusunda katı olan Fransızlar; bunu da gevşettiler.

Üstelik aile üyelerinin de yetenek pasaportunda yararlanmalarına olanak sağladılar.

Avrupa'daki bu gelişmeleri iyi takip etmek gerekir.

Son yıllarda çok sayıda gencimiz Avrupa'ya okumaya, çalışmaya gidiyor.

Bu gevşetilen şartlar ve yeni açılımlar dünyada rekabetin kızıştığının bir kanıtı...

Genç ve eğitimli nüfusumuzu Türkiye'de tutmak ve onlara bir gelecek hedefi ortaya koymalıyız.

Bütün dünyada nitelikli insan kaynağı açığı artıyor ve her ülke kendisine göre bir yöntem belirliyor.

Fransızlar Avrupa'nın en milliyetçi ülkesi olarak tanınır.

Onlar bile kurallarında esnemeye gidiyor ve insan kaynağını gelecek yıllar için hazırlamaya çalışıyorsa bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için daha fazlasını yapmamız gerektiğine inanıyorum.