Din üzerinden siyasî provokasyon

Çöküşe karşı çâresiz kalıp çözümsüzlüğe saplanan "tek kişilik yönetim" her sıkıştığında başvurduğu gibi milli değerlerin ardından dinî değerleri istismarı da tamgaz sürdürüyor.Bütün kamuoyu araştırmalarında dibe vuran ve gün geçtikçe erimesine karşı hırçınlaşan siyasi iktidar tam bir telâş ve tehevvürde; toplumu kamplaştırma ve kutuplaştırma operasyonlarına din üzerinden devam ediyor. Parti teşkilâtındaki kopmaları, ayrılmaları, dağılmayı nefret ve şiddet diliyle, hırçın saldırılarla önlemeye çalışıyor DİNİ TEPE TEPE KULLANIYOR... "Siyasetçilik taraftarlığıyla umûmun mâl-i mukaddesi olan dini kendi partisine has gören inhisar zihniyeti"yle kitleleri "din karşıtlığı"na sürükleme, dinin aleyhine sevk etme vahameti pahasına dini değerleri kullanıyor. "Muhakkak insan çok zâlimdir ve çok cahildir" (İbrâhim Sûresi, 34) âyetinin hükmüyle "şedid (katmerli) bir zulüm"le âdeta "küffarla cihad yapılıyormuş"çasına vatandaşlar birbirine "düşman" ediliyor. Siyasî rakiplerini "din düşmanlığı"yla itham eden illetli siyaset anlayışıyla, siyasi rant uğruna muhaliflerini "dine aleyhtarlık tavrını almaya" sevk eden kışkırtıcı söylemlerle dinî hassasiyetler tahrip ediliyor. "Sahte siyaset bezirgânlığı" ve mukaddeslerin istimâliyle dinî değerler "siyasetin cinâyeti"ne âlet edilmeye yelteniliyor. Cuma namazının farzı, sahih olmasının şartlarından olan Cuma hutbesi ve yanı sıra vaazlar siyasetin propaganda aracı haline getiriliyor. Camiler İlâhî hükümlerin tebliğinde değil, günlük siyaset propagandasında kullanılıyor. Kısacası, Diyanet İşleri eski Başkanı'nın "Biz din ile siyaseti iç içe kıldık. Din toplayıcı, siyaset ayrıştırıcıdır" tesbiti bir defa daha teyid ediliyor. Gösterinin, imajın, propagandanın davet, irşad ve tebliğle karıştırıldığını söyleyen bir diğer Diyanet İşleri eski Başkanı'nın, "Dindarlığımız, ahlâkımız gösterişin egemenliğinde zayıfladı maalesef" yakınmasını haklı kılıyor. DİNİ İSTİSMARA FIRSAT VERİLMEMELİ Çarpıcı olan, bugünkü Diyanet'in, dinin siyasi rant uğruna vatandaşlara karşı menfi bir surette istimaline ve istismarına tepkisizlikle bir nevi "onaylaması." Diyanet'tekilerin, yolsuzluğa, hırsızlığa, rüşvete, millet malını peşkeşe, haksızlığa, hukuksuzluğa, israfa, şatafata, yüz binlerce lirayı bulan üç-beş maaşa tek kelime etmemeleri. Camiye sokulan siyaset içerikli vaaz, hutbe ve duâlarda âdeta parti toplantısıymış