Cevher İlhan

Yeni Asya

"Yıkım ve rant projesi"nde ısrar!

Bilindiği gibi İstanbul halkından gelen tepki üzerine 31 Mart mahallî seçimlerinde yeniden Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak atanan- iktidar partisi İBB Başkanı adayı defalarca kamuoyunun önünde "İstanbul halkının gündeminde olmayan bizim de kesinlikle gündemimizde yok" teminatını vermişti.O denli ki "Ne yaparsanız yapın bu Kanal yapılacak!" restin

Depremde "rant siyaseti"

6 Şubat depreminde muhalefet belediyelerinin felâketzedelere yardım yapmasının "yasaklanması", yardım TIR'larının deprem bölgesine sokulmaması, enkazın kaldırılması, gıda, giyecek, çadır gibi temel ihtiyaçların karşılanmasının ve yaraların sarılmasının engellenmesi, topladıkları yardım paralarına el konulup bloke edilmesiyle kalmayan Saray iktidarı

Hâlâ deprem çarpıtmaları

"Otoriter rejim"de "tâlimatlı yargı" üzerinden siyasî rakiplerini tasfiye operasyonlarıyla demokrasi ve hukuka kasteden Saray iktidarı, "âfette siyaset" felâketiyle kalmıyor; bir yığın dezenformasyon ve manipülasyonla yirmi üç yıllık siyasî iktidarın vahim deprem suçları karambola getiriliyor.Bunların başında sadece 4 gökdelenin olduğu ancak AKP ik

Depremde siyasî operasyonlar

Türkiye'nin en büyük şehrinin 6.2 şiddetli depremin ardından yüzlerce artçıyla sarsıldığı, milyonlarca vatandaşın günlerce ranta kurban edilen "deprem toplanma alanları" yerine otoban kenarlarında, hiçbir tedbirin alınmadığı parklarda gecelediği sırada âfetin siyasette istimaline tevessül ediliyor.İnsanların depremden canhıraş kaçıştıkları günde pa

Yine âfette siyaset felâketi

GARABETDepremin hemen ardından Cumhurbaşkanı, "Deprem gibi hepimizi sarsan konuların günlük siyasetin polemiklerine âlet edilmesini milletimize bir saygısızlık olarak görüyoruz" derken, iktidarın adayı olarak İstanbul Belediye Başkanlığını açık ara ile kaybeden Çevre ve Şehircilik Bakanı, "İstanbul depremi bir millî güvenlik meselesidir, bu alanda

Cezevlerindeki yığılmaya karşı

Türkiye, iç ve dış dayatmalarla örülü karmaşık bir gündemle karşı karşıya.Bu ortamda, haksızlık ve hukuksuzlukların simgesi hâline gelen Silivri merkezli 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından yapılan "önlem toplantısı"nda, yalnızca muhalefetten olduğu için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin dışlanması, uzun süre tartışılacak gibi görünüyor. Ancak yü

"19 Mart"ın faturası millete kesiliyor

"19 Mart operasyonlarıyla demokrasi ve hukuka vurulan darbenin ekonomiyi zedelediği süreçte Merkez Bankası'nın (MB) "rezerv erime verileri" açıklamalarıyla resmen tescillendi.Önce 26.6 milyar dolar, ardından 28 ve nihayet 50 milyar dolar satış yine MB bilanço verileriyle ortaya konulurken, krizde net döviz pozisyonu son yıllarda üç günde kaydedilen

Hukuka suikastle ekonomiye darbe!

Ekonominin can çekiştiği bu süreçte "19 Mart operasyonu"yla muhalefete dayatılan hukuk dışılıklar, demokrasi ve hukukun yanısıra en çok da ekonomiye darbe vuruyor.Yüzde 100'e varan zam furyasında, katlanan enflasyonun düşmediği vetirede başta İBB Başkanı olmak üzere muhalefetten seçilen belediye başkanları ile yöneticilerin gece yarısı baskınlarla

İktidarın "erime süreci" paniği

"Otoriter rejim"in muhalefetten oldukları için seçilmiş belediye başkanları, siyasetçileri, sivil toplum temsilcilerini, akademisyenleri, gazetecileri sırf görüşlerinden dolayı derdest edip tutuklatmasının akıbetsizliği her haliyle ortada.Belli ki 14-28 Mayıs 2024 genel seçimlerinde "millet ittifakı"nın Cumhurbaşkanı adayını terör örgütünü destekle

"Korsanlık"

TESBİTGeçtiğimiz hafta Meclis'te bütün dünyanın gözü önünde olup bitenler Türkiye'nin hukukta düştüğü vartayı ve "tâlimlatlı yargı"nın hal-i pürmelâlini bir defa daha ortaya koydu. Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi, 14 Mayıs (2023) genel seçimlerinde seçilen milletvekili Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi'nin iki kez verdiği "hak ihlâli" kararına rağme