Modern yalnızlar: Ava çıkanlar

Bir belgesel var Netflix'te, adı Tinder Avcısı. Tinder ne Bir arkadaşlık sitesi. Tinder Avcısı gerçek bir hikâye. Şu an her yerde bu dizi tartışılmakta. Tartışılıyor da hangi yönden Oraya bakacağız... Mevzu şu: İsrailli bir tipitip instagram sayfasında Rus mankenler, özel uçaklar, arabalar, bin yıldızlı oteller, kokteyller filan, eğlence gırla fotoğraflar paylaşıyor. Tinder denen arkadaş bulma sitesine de aynı şeyleri koyuyor. 30'larında genç bir eleman bu. Para bol, fit, kas kıyamet bir iş adamı. Sürekli iş seyahatlerinde. Pırlanta kralının oğlu olduğunu söylüyor. Belgeselde gerçek kadınlar var. Hatunlar olay nasıl başladı onu anlatıyorlar. İlk başta hepsinin gözünde pırıltılar! Yalnız şöyle bir şey de mevcut, hanımefendilerin yaş skalası 40'lar gibi. Siteye bakıyorlar, namzetlere yani. Bu genç arkadaşta karar kılıyorlar. Yok canım lüküs hayat değil aradıkları, aşk! Biraz mesajlaşmadan sonra yemeğe çıkıyorlar. Eleman, hanımefendiyi çok şık bir yere götürüyor. Masaya mutlaka Suşi geliyor, tabii bir de pahalı şaraplar. Bu arada bizimki her şeyi ayarlamış. Misal şef ona ismiyle hitap ediyor... Çok kibar. Mesafeli, saygılı ve esprili. Filmlerdeki gibi. Hatunlar fena etkileniyorlar. Yemeğin ardından yatak faslı oluyor... Ardından herif iş seyahatlerine devam ediyor. Hanımefendileri kesinlikle aramıyor. Tam bir metroseksüel yani! Hatun kişiler bir süre arasın diye bekliyor, sonra mesaj atıyorlar. Kısa cümlelerle dönüyor. Sonra yazışmalar 'etkilendim senden" şeyine dönüşüyor. Fakat herif işlerden başını kaldırıp bir türlü gelemiyor. Mamafih hepsinin kapısına koca bir kırmızı gül sepeti geliyor! Kırmızı mühim... Ardından uçak bileti gönderip başka bir şehirde bir yemek daha. Artık duruma göre. Gene ortada yok! Artık kadınlar bu beyaz atlı prensin, bu sinemaskop hayalin tiryakisi oluyorlar. Oğlan da karşılıksız değil elbette, birlikte bir hayat kurmaya teşne! Modern bir rüya. Tatlı emojiler uçuşuyor gece mesajlarında... Sonra birden CIA mıdır, Mossad mıdır, mafya mıdır bilmiyorum. Birileri musallat oluyor buna. Bizim oğlana saldırıyorlar, canını zor kurtarıyor maazallah! Korumasının kafası kırılmış, kendisinin üstü başı kan içinde ambulansta fotoğraflar düşüyor müstakbel hatunların telefonuna. Akabinde 'tehlikedeyim, saklanmam lâzım!' tripleri... Tık, "Kartlarımı kullanamıyorum bana kart gönderir misin" olayı. İlaveten, yok kredi çek, yok bir daha çek mevzuları. Kadınlara sahte şirket kurup banka dolandırtıyor, evlerini sattırıyor. Meblağ, şaka değil 250 bin dolara kadar çıkıyor. E kaz gelecek