Ah be İsmail

Ah İsmail ah... Daltabanlar, çıplak ayaklılar olmasa su bile içemezdi insanlık, donunu toplayamazdı inan bana. Eğer onlar sırtını dönse evin direği çatlardı benim görüşüme göre. Ondandır benim dikkatim, alın terine, samimiyete, kalpten şeylere. Çünkü zevkleri pahalı insanların hayatları tatlı olur, bilirim. Andre Malraux romanlarında paraya kavuşmuş komünistlerin nasıl oburlaştığını anlatır. Küçük ayak oyunları ve ziyafet sofraları. Aynı şey din için yola çıkanlarda da görülür. Çünkü onlar da bu sistemin çıplak ayaklılarıdır. Fakat ne zaman halk isyanında tiranlar devrilmiş, asiler acilen yendiklerinin kıyafetini edinmiştir! Geçmişte köleler ayaklandığında bile yolları saltanatlara çıkar, çıkmıştır. Demem o ki bir yerde bir hata vardır, ama o hatayı söylemenin kelimeleri şimdilik kayıptır... Düşünsene insanlığın büyük fiyaskosunu. Yoksullar ve ezilenler diyen, âlemi yüz fikirli çiçek bahçesi yapacağız diyenlerin, Stalin, Mao falan onlar işte, sadizmlerini hangi cila gizleyebilir Hiç laf uzatmaya gerek yok, en büyük devrimleri peygamberler yapmıştır. Muhammed Mustafa Aleyhisselâm da öyledir. Ondandır bak kapitalistler için en büyük tehlike Muhammedî bilgidir... Bilakis önerilen toplum, merhamet toplumudur. Hadi gel sözü direkt söyleyelim; ihtiras tramvayına bu karşı çıkış, fikri hür vicdanı hür ve adil bir ütopyanın aliyyülâlâsıdır... Ondandır peygamberin dili sevilmez finans çevrelerinde, hem de... Neyse işte! Oralarda pastörize tapınaklar vardır... Ve biliyor musun kâinat kitabını pozitivist lehçelerle anlatanlar, zekâ kıtlığında realisttirler. Bilgiç bir oturuşları vardır. Haz etmezler gönülden seveni. Ondandır belki de bilmem, "Akıl akıl, gel bana takıl!" diyerekten millet bunlarla dalgasını geçmiştir, ki haklıdır... Ah benim ışıklı kardeşim, bütün üstün fikirleri kısır politik çekişmeler olarak okuyanların sıkıntısı zannımca bir damar tıkanmasıdır. Onlar akıl deyince cüzi aklı anlarlar. Pratik akıl da diyebiliriz bak biz buna. Ayıp kaçmazsa eğer, evden çıkarken pantolonunu iliklemeyi bilen akıldır bu. Hani, yapı marketlerden alınmış dolabı monte eden akıl var ya, üst sınırı odur işte. Cüzi akıl iş bitirici, numaracı, 'indiragandi' aklıdır. Küçük dolandırıcılar gezer sokaklarında. Külli akıl öyle mi ya O boy uzatan soruların şifalı manzumesi... Hayatı çözdükçe gelir yeni bilmeceler. Ve biz, en büyük bilmeceyi, selam verdiğimizde kalbimizi, kendimizi işaret ederek çözeriz. İşaret evet âyet demektir. İnsan kendine daldıkça, temizlenir...