Kız daktilo kaç kaç

1928'de yeni alfabe ilan edildikten ve gazetelerin, kitapların öyle basılması şart koşulduktan sonra 1939 yılında okur yazar oranı yüzde 20 civarındaydı! Benim anneannem gibiler bu oranın dışındaydılar. Çünkü Osmanlıca yazıp okuyabiliyorlardı. Annem gençliğinde daktilo kurslarına yazılmış, İstanbul Daktilo 2.si olmuş, iş imkanları önünde açılmıştı... Yeni alfabe Doğu medeniyetinden Batı uygarlığına bir sıçrama tahtası olarak düşünülmüştü. Bir an önce İslam'ı hatırlatacak şeylerden kaçınmak isteniyordu. Yurdun dört bir yanında açılan Millet Mektepleri yeni harfleri öğretiyordu. Görkemli bir medeniyetin çocukları geçmişi unutup harıl harıl yeni bir dil öğreniyordu. Bir yabancı gazeteci, "Türkiye dev bir ilkokula dönüştü!" diye yazıyor, ilkokul seviyesine indirilen halk buna, o zamanın gazetelerine bakarsak, çocuklar gibi seviniyordu! Falandı filandı... Daktilo yeni yazıyı şipşak öğreten sihirli kutu muamelesi görüyordu, Memduh Şevket Esendal'ın Ayaşlı ve Kiracıları'nda, iş görüşmesinde bir kıza yeni harfleri bilip bilmediği sorulunca kız, "Biliyorum ama yazamıyorum, makine ile olsa yazarım," diyordu. Daktilo sade makine değil daktilo yazabilen kızların da adıydı. "Acilen iki daktilo kız aranıyor." diyen ilanlar gırlaydı. 'Hangi kızla evlenmeli' başlığı altında dergilerde yapılan anketlerde ideal tipler arasında artık 'daktilo' da bulunmaktaydı. Halide Edib Adıvar, Yolpalas Cinayeti romanında, aşağı tabakadan gelen bir daktilo kızın turuncu oje sürmesi işten atılma sebebi oluyordu. Yine aynı yazarın Tatarcık kitabında, "Bir zenginin daktilo metresi yoksa o zengin sayılmaz" da deniyordu. Dönemin adı lüzumsuz bazı yazarları daktilo kızların vazifelerine düşkün olduklarını yazsalar bile, "tam bir piliç gibi" şeklinde meyhane kelimeleri de kullanmışlardı. Nahid Sırrı Örik, Gece Olmadan romanında, "Ankara'da çantalarından çekmecelerinden küçük aynaları çıkarıp boyalarını tazeliye tazeliye koca avına çıkan daktilolardan" bahsederek bu kervana katılmıştır. Bir tek Aka Gündüz, Roman İçinde Roman'ında bir daktilo kızın ağzından şunları söylemiştir: "Daktilo kızı mıyız Bütün suizanlar, iğrenç fiskoslar, şüpheler, mânâlı bakışlar ve iftiralar bizedir. Nasibimizde bir tek teselli kapısı açıktır: Parmaklarımızın kuvveti, gözlerimizin nuru ve alnımızın teriyle hayatımızı kazanmanın gururu..." Dönemin şarkıcı kadınlarının Denizkızı Eftalya'nın seslendirdiği mizahi şarkılarda da daktilolar işvebaz, Hollywood yıldızları kadar güzel, daldan dala konan cilveli ve çapkındır: "Kız daktilo kaç kaç, eteğini