Bitmiş ligin vazgeçilmiş maçları genellikle sezon boyu görülemeyecek kadar akışkan geçer. Dün akşam da bu türden bir maç izledik. Aslında golleri yiyene kadar Kasımpaşa oyunu topla daha iyi işliyordu. Ancak içeri sızma olanakları çoğunlukla 'Şut bağımlılığı'na yenik düşünce Beşiktaş rakip defans ardından oluşan beklediği alanları bulmaya başladı. E
Almanya ve İngiltere'deki -kimilerinin ''romantik'' bulduğu- şampiyonluk kaybı ya da üst lige yükselme maçları Fenerbahçeliler'in de umut kaynağıydı belli ki. Zaten bir oyun olarak futbolun en büyük öğüdü de gelecek umududur. Elbette çalışana! Ancak ilk devrede belirgin bir ''oyun gücü'' farkı vardı iki takım arasında. Beraberlik golüne kadar nered
Ülke futbol ortalamasının düşüklüğü nedeniyle problemi fazla da olsa ön alana doğru oynayan takımların maçlarını izlenir kılıyor. Dün akşam ki maç misali. İzleyenler açısından zevkli ve heyecanlı bir ilk devre... Hücum çeşitliliği fazla, bitiricilik uygulamaları ağırlıklı olarak şuta dayalı girişimler. Goller ise bariz savunma hatalarından kaynaklı
Ülke futbolunun en büyük arızası daha ilk dakikanın bitiminde su yüzüne vurdu! Enner Valencia soldan getirdiği topu amaçsızca ortaladı. Elbette avut! Paslaşmaktan yani kolektif oyundan o kadar ürküyor memleket! Sonuca hemen götürecek eylemlerin orta ve şut olduğuna da o kadar eminler ki... Peki, Fenerbahçe golü nasıl oldu Arda Güler, önündeki ilk a
Beklenen, İstanbulspor'un kendi ceza sahası önüne kümelenip kontra arayacak olmasıydı, öyle de oldu. Gerçi 'Kıpırdamadan oynadı' denemez İstanbul için ancak ülke futbolunun 'Pas karşıtlığı'nın getirdiği orta yapmaşut atma paradigması bu maça da egemendi. İlk devrenin hakimi görünen Galatasaray şut atıp (14), orta (14) yaptıkça rakibi çok da tedirgi
Tahmin edilebileceği gibi Beşiktaş maçlarının ilk yarıları çoğunlukla, otomobil tabiriyle, "Rölanti"de geçiyordu, bu da öyle oldu. Beşiktaş ilk devre çoğu Masuaku üzerinden birkaç orta girişimi dışında hücum edemedi rakip kaleye. Antalya da rakibinden farksızdı. Ancak onlar "Duran top"tan ülke ortalamasını tutturmayı başardılar! Bir duran topta sto
Beşiktaş'ın şampiyonluğu ihtimal dahilinde. Hatırlarsak, EURO 2016'ya giden milli takım bu işi sadece "İzlanda maçında Selçuk vurdu gol oldu" ile halletmemiş, Avrupa'nın farklı statlarındaki ihtimaller de 'eğrisi doğrusu'na gelmişti! Beşiktaş için ihtimal şu; Galatasaray 2 maç kaybedip bir maç berabere kalacak, Fenerbahçe bir maç kaybedip bir kez b
Maça iyi başlayan Galatasaray doğru alan kullanımı ve fevkalade bitiricilikle golü bulunca ilk devrenin devamını 'fırsat kollama' oyunuyla geçirdi. Hal böyle olunca başta zorlanan Beşiktaş'ın top ve alan kullanımında eli güçlenmiş oldu. Gerçi topla oynadılar oynamasına ancak dişe dokunur fırsatların tamamını yüksek toplardan buldular. Biri de zaten
Kimi zaman stres için "Yaratıcılığa yardımcıdır" denir. Ya da buna benzer bir şey! Son maçın ardından eleştiriyi de aşan bir taarruza maruz kalan yüksek stres altındaki Fenerbahçe ve Jorge Jesus, bu maçta acaba neler yapacaktı İlk gole kadar, üstelik golcüsü Enner Valencia'yı kaybeden Fenerbahçe, neredeyse sahada ancak rakibi kadar göründü. Ne var
'Kazanma' ile 'sürdürülebilir kazanç' arasındaki farka kafa yormayanların ülkesinde 'gelişim'in ön koşulunun 'birikim' olduğunu kim kendine dert eder ki Tam da bu nedenle ülke futbolundaki felaketlerin en büyüğü 'ikincilik'tir. Gerçi birincişampiyon da bir önceki sezonu tarumar eder ama ikinci olanda taş taş üzerinde bırakılmaz! Yerle bir edilir...
© 2016