Tarihin insanlara öğrettikleri şeylerden en önemlilerinden birisi ne için, nasıl ve neyle yaşadıklarını göstermesidir. Türkler açısından şüphesiz bu tecrübelerden en önemlisi nizam, düzen yahut devlete dair olanlardır. Bunun daha geniş çerçevesi ise medeniyet lafzı ile karşıladığımız insanlık durumudur. Türkler medeni ve medeniyetçi bir millet idil
Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek...Bu neslin bilinç kaynağı olarak şu Boğaz Harbi nedir İstiklal Marşımızın yazılmasının sene-yi devriyesinden mazi ile müstakbel arasında tarih bize kendimizi düşündürmelidir. Nereden geldik, ne olduk ve nereye gidiyoruz İşte bu suallere cevaplarımız mensubiyet
Milletler tarihlerindeki değerleri farklı zamanlarda tezahürü üzerinden bir aidiyet şuuru ve amel birliği içerisinde kendilerini düşünürler. Ben kavramı ve biz yapısı da bu bütünlük içerisinde teşekkül eder. Modern zamanlarda artık naif bir saflık olarak görülen diğergam, özgeci anlayış tarihi derinliği içerisinden akan bir verimli ırmak olarak mil
İslam tarihçilerinin büyüklerinden İbnü'l-Esir; "Doğu tarihlerine gelince, bunlar Batıda cereyan edenleri vermeyi ihmal edip bıraktıkları gibi, Batı tarihçileri de doğu da geçen olaylara ve haberlere önem vermeyip bırakmış oldular. Tarih meraklısı bir kimse bir olay zincirini araştırıp incelemeğe kalkarsa, çok sayıda ciltleri, o olayı değişik anlat
Hz. Peygamber bir medeniyet peygamberi idi. Hicretle geldiği Yesrib'de Medine kuran peygamber bir sosyolojik ve kültürel kitleyi, bir toplumu yeni bir tarihin zemini haline getiriyor; Müslümanların ötekini de içine alarak kuracağı nizamın temel numunesini teşekkül ettiriyordu. Bu toplum yapısı üzerinde oluşan devlet nizamı Peygamberin getirdiği ada
Bu yazının sahibinin alanının tarih olduğu ve psikolojiye dair değerlendirmelerin bazı okumalara dayalı olarak yaptığımızı ve deprem hafızamıza bir tarihçi olarak not düşerken meseleye disiplinler arası bakarak tespitimizi yapmaya çalıştığımızı ifade etmek isteriz. Amacımız travmaya dair psikolog ya da uzman görüşütavsiye vermek değil bütün bir bak
Bugünlerde nasılsın sözü kadar anlamsız kalan başka bir kelam yok sanırım. Memleket gibiyiz işte; yarımız enkaz yarımız ölü, yaralı... Allah var gam yok amenna lakin Ateş düştüğü yerde yanıyor. Canlar bizden gitti. Kalanlar sağ mıdır yoksa biz mi öldük orası meçhul. Akademik travmalar yineyeniden kanallardan üstümüze boşalıyor. Her kafada bin bir s
Çelebi Mehmet (1413-1421) Fetret Devri sonrası Osmanlı tahtına oturduğunda elinde I. Murat devri şartlarına dönmüş bir devlet vardı. Devletin yeni bir asabiyye ile yeniden onarılması gerekiyordu. Bu noktada İbn Haldun'un ifade ettiği üzere "Yurtta onun kuvvetinden üstün diğer bir kuvvet bulunmaz. Hükümdarlığın manası işte budur. Sınırları koruma, v
Türklerin İslam'ı kabulü konusunda Alp Tegin ve Sebük Tegin yani Gazneliler'in ilk zamanlarının, aydınlatıcı fikirlere yol açabilir. Türklerin İslam'a girişlerine dair yazımızda gösterdiğimiz üzere bu iki önemli şahsın serencamı esaretten devlete giden yolda yaşadıkları, hususen gulam oluşları ve sonrası Türklerin İslam toplumunda yer almasına dair
Türklerin İslamiyet'e girişi meselesi çok farklı yönleriyle ele alındı, alınıyor. Bu cümleden olarak Türklerin hangi saiklerle İslam'ı kabul ettikleri yanında kabul şekilleri tekil bazı olaylardan yola çıkarak, tümevarılmak suretiyle bütünün bir resim içinde görülmesi sadedinde bu yazı kaleme alınmıştır. Türkler bu yeni dini bir anda ve külliyen ka
© 2016