Karışmayın bizim dinimize imanımıza

Değerli kardeşlerim, bugünkü yazımda sizlerle yıllar önce, yıllardır yaşadığımız sıkıntıyı yazdığı yazısı ile dile getiren Karadeniz Ereğlisi'nden Hüseyin Saruhan Beyin yazısından alıntılar yaparak yazmaya çalışacağım. Adı geçen zat ölmüş ise Rabbim gani geni rahmet eylesin. Hayatta ise hayırlı, sağlıklı ömürler ihsan eylesin. Bilinen bir gerçek var ki, bu ülkede bir zamanlar din; esrar, eroin ve afyon kadar tehlikeli kabul edilmekte idi. Kur'an okumak, Ezan-ı Muhammedi'yi asli dili ile okumak yasaktı. Okuyanlar; mahkemelere çıkartılıp günlerce, aylarca karakollarda işkencelere, hakaretlere tabi tutuluyorlardı. Bunların büyük bir kısmı zaten mahkeme kayıtları ile sabittir. Birlikte okuyalım: "Türk halkının dini inkişafını baskı altında tutuyorlar Millete din hürriyeti, vicdan hürriyeti, tedris hürriyeti verdik diye niçin bizi aldatıyorlar Biz bu kadar istihfafa (önemsiz ve kıymetsiz sayılmak) layık bir millet miyiz Hristiyanlar, Yahudiler istedikleri lisanla ibadet etsinler, istedikleri gibi çocuklarına dini dersi versinler de biz Kur'an dilimizle ibadet ettiğimiz için zindanlara atılalım... Çocuklarımıza din ve iman öğretmekten mahrum bırakılalım... Bu revayı hak mı Milletin mazisiyle hakkını kesmeye ne hakkınız var Bu topraklar ecdadımızın kanı ile yoğrulmuştur. Onların ruhundan utanalım. Onların ruhlarına biraz saygı gösterelim. Ecdadımız din ile dünya işlerini pek güzel ayarlamışlar, bütün cihana ün salmışlardı. Ne zaman içimize fermasonlar karıştı, o vakitten beri maneviyatımız tahripten azade kalamadı. Gün geçtikçe manevi bünye çöküyor. Bu işin sonu nereye varacak Bu toprakları kim müdafaa edecek Milletin yıkılan maneviyatını kim düzeltecek Maneviyatsız bir millet yaşar mı Göz göre göre felakete sürükleniyoruz. Çocuklarımız Allah, Peygamber namına, din, iman namına bir şey bilmiyor. Ne kendileri okutturuyor ne bize bırakıyorlar. Müthiş bir inat ve ısrar. Yahu siz ne biçin adamsınız Sizde hiç insaf, merhamet yok mu Milletin vicdanını pençelerinize almışsınız, ezdikçe eziyorsunuz. Bırakınız bizi kendi halimize. Memleketimizde yaşayan Hristiyanlar, Yahudiler kadar da hakkımız, hürriyetimiz yok mu Karışmayın bizim dinimize, imanımıza. "Allahu Ekber" dediğimiz için ne hakla bizi zindanlara atıyorsunuz Laik misiniz yoksa din hasmı mı Burası bizim öz vatanımızdır. Öyle iken bu aziz topraklarda ecnebi bir memlekette yaşar gibi ıstırap içinde ruhlarımız kıvranıyor. Çocuklarımız din, iman namına bir şey bilmiyorlar. Camilerimiz imamsız kaldı. Dinimizin şevketi söndü. Din müesseselerimizi örümcekler sardı. Bu kadar hakarete, bu kadar zillete düşecek bir millet miyiz Yarabbi, ne büyük günahımız varmış ki, bizi bu zelil hale düşürdün. Sürünüyoruz. Ellerinden hürriyetleri alınmış, esarete düşmüş milletler gibi yalvarıyoruz, din hürriyeti, vicdan hürriyeti dileniyoruz. Fakat aldıran yok. Kalplerinden insaf, merhamet hisleri silinmiş, ne yapalım Kime yalvaralım Bütün kulaklar sağır. Bütün vicdanlar tıkalı. Kadınlar gibi oturup ağlamaktan başka elden ne gelir." (Karadeniz Ereğlisi Hüseyin Saruhan) (Sebilurreşad Dergisi Cilt 1, Sayı 18, Sayfa 286). Değerli kardeşlerim; çok calibi dikkat olan yukarıdaki yazıyı birlikte okuduk. Üzülerek ifade edelim ki, dünyanın her yerinde İslam ve Kur'an düşmanları günümüzde var olduğu gibi ülkemizde de vardır. Ezandan rahatsız olan, çocukların okullarda din dersi almasını bir türlü hazmedemeyen, mini mini küçük çocukların camiye gittiklerini görünce,