Hep birlikte bir süre bal yemeyelim

Değerli kardeşlerim, bugün sizlerle İmam-ı Azam (RA) hazretleri ile alakalı bir kıssayı paylaşmak istiyorum. Ancak kıssaya geçmeden önce son günlerde mutfaklarımızda yanan ateşten biraz bahsetmek isterim. Hepinizin bildiği gibi şu anda özellikle gıda maddelerinde kaynağı net belli olmayan çok aşırı bir zam furyası vardır (Bu zamları daha çok birileri hükümeti zor duruma bırakmak için yapıyor veya yaptırıyor).

Elbette ki hükümetten yana olmak başka bir şey, yanan bu ateşi görmek ve sayın ilgililerimizden tedbirler istemek, çareler beklemek başka bir şeydir. Emekli, işçi, memur, öğretmen, öğrenci, amir, memur hatta işverenler de bu aşırı zamları görmektedirler. Herkes menfi yönde etkileniyor. Yıllardır Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan Bey'i seçimle yenmek için iç ve dış düşmanlar uğraştılar, ancak milletimizin feraseti yüzünden içteki dönmeler (İnşallah yakın gelecekte dönmeler ile alakalı bir yazı yazmaya çalışacağım), dıştaki düşmanlar buna muvaffak olamadılar.

Sayın Tayyip Bey'in elini masada bükemeyenler çok çeşit ve hileli yollara başvurdular, bebek katilleri ile ittifaka varıncaya kadar yaptılar. Tarikatçılarla iş birliği yaptılar, masalar kurdular, 1 bile oyları olmayan partilere onar, yirmişer milletvekili dağıttılar. "İki kişinin namusuna havale edilen sözde gizli antlaşmalar yaptılar."

MİT ve bir kısım bakanlıklar peşkeş çekilerek dağıtım sözleşmeleri yapıldı. Olmadı, yine de olmadı. Yine de belli mihraklar son seçimde hezimetle çıktılar. Eskilerimizin tabiri ile "Oluk oluk paralar akıttılar" insanları, vicdanları satın almaya çalıştılar yine olmadı. Gerçek vicdan sahibi olanların vicdanlarını satın alamadılar (Tebrikler Türk Milleti). Şimdi metot değiştirdiler. Milletimizi, vatandaşı, Cumhurbaşkanımız ve hükümetimize düşman etmek için ülkemizde dolar ve euro oyunları oynamaya başladılar. Bir kısım para babaları televizyonlarda gördüğümüz gibi soğanı, patatesi, salatalıkları, domatesleri derelere döktüler, fiyatı düşürmediler

İnsafsızlıkta sınır tanımaz oldular. Her gün insanımızı canından bezdirecek şekilde zamlar üstüne insafsızca zamlar yaptılar. Halen de zamlar yapmaya devam ediyorlar. Fakir fukarayı, garip gurebayı bezdirmek için ellerinden gelen tüm alçaklıkları yaptılar, halen de yapmaya devam ediyorlar. Üzülerek ifade edelim ki millet bu zam yangını nasıl sönecek, çoluk çocuğumu nasıl geçindireceğim diye kara kara düşünürken ikide bir ilgili bakanlar televizyonlara çıkıp "Marketler zincirlerine şu kadar cezalar kestik" diyerek konuşmalar yapmazlar mı

İnanın bu tip konuşmalar vatandaş nezdinde hiçbir değer taşımıyor Hatta şahit olduğum kadarı ile bir kısım vatandaş öfkeleniyor, kızıyor. Vatandaş zamların durdurulmasını, fiyatların indirilmesini bekliyor. Bir ay önce 20 küsur lira olan mazot şimdi 39 TL. Vatandaş artık arabalarını park etmiş durumdalar. Sadece benzine, mazota para yetiştiremiyorlar

Marketler zincirine caza verdik demekle olmaz teşhir edin, isimlerini açıklayın ve belli bir süre kapatma cezaları verin Hatta daha da ileri giderek ruhsatlarını iptal edin Sayın Milli Eğitim Bakanımız, okullarda kayıt için öğrencilerden kayıt parası alınmayacak diyor. Yine de bir yolunu bularak velilerden para alınıyor. Vatandaş olarak kendisini çok takdir ettiğimiz, çok başarılı hizmetler ifa eden Sayın Sağlık Bakanımız, şu anda hastanedeki kuyrukları azaltmak için geceli, gündüzlü çalışıyor. Ancak birçok devlet hastanesinde kuyruklar uzayıp gidiyor.

İlaç fiyatlarının nerelere uçtuğundan haberdar mısınız İnanın şahit olduğum birçok emekli ilaçlardan kesilen aşırı fiyatlarından muzdariptir. Birçok özel hastane SSK ile yaptıkları sözleşmeleri feshederek çekildiler. Sigortalı vatandaşlar, emekliler artık eskiden olduğu gibi özel hastanelere gidemiyorlar. Rakamlar binlerle konuşuluyor. Benim kendi kızım bir özel hastanede bir gün bir gece yattı. Ameliyat ile bir kist alındı. Tam 140.000 TL ödedi. Allah'tan özel sigortaları vardı. Masrafları sigorta karşıladı

7500 TL maaş alan bir emekli böyle bir hastane masrafını ödeyebilir mi Veya hastalığı sebebi ile böyle eskiden olduğu gibi özel bir hastaneye yatabilir mi... Devlete gidin diyeceksiniz. Orada da bir zamanlar merhum Savaş Ay'ın yaptığı röportajda gösterdiği gibi izdiham ve kuyruklar uzayıp gidiyor Doktorlardan randevu almak ise başlı başına bir mesele. Burada niyetim kesinlikle doktorlarımızı kötülemek için değil. Sistem çalışmıyor, birileri sistemi tıkamaya çalışıyor, onu anlatmaya çalışıyorum.

Gelelim kıssamıza. Günlerden bir gün İmam-ı Azam'ın (RA) yanına bir kadın çocuğu ile gelir. Kadın İmam-ı Azam'a: "Hocam bu benim çocuğum aşırı derecede bal yiyor. Kendine bir nasihat edin de çok aşırı bal yeme alışkanlığından vazgeçsin" der. İmam-ı Azam (RA) kadına: "Hanım, sen al çocuğunu git. Tam kırk gün sonra gel. O zaman çocuğunu okuyup, kendisine nasihat ederim inşallah bu aşırı bal yeme hastalığından vazgeçer" der.

Kırk gün dolar. Kadın yine çocuğunu alarak İmam-ı Azam'a (RA) gelir. İmam-ı Azam çocuğa: "Evladım bal insanlar için Allah'ın bir nimetidir. Balda insanlar için şifalar var. Bal ye ancak aşırı derecede yeme" der ve hanıma "Al çocuğunu götür inşallah bundan sonra aşırı derecede daha bal yemez" der. Kadın İmam-ı Azam'a "Ya İmam! Bu iki cümle için neden bizi kırk gün beklettin Geldiğimiz gün oğluma bu nasihati yapsan olmaz mıydı" der.

İmam-ı Azam (RA) kadına: "Hanım, siz bana geldiğiniz gün ben kendim bal yemiştim. Bal yemiş bir insan olarak oğlunuza bal yemeyin diye yapacağım nasihatim tesir etmezdi. Ben de kırk gün bal yemedim. Kendim bal yemeden durdum. Ve şimdi oğlunuza nasihat ettim. Sözüm oğlunuza tesir etti" der.

A'dan Z'ye bütün idarecilerden istirhamımız; bunlar ister devlette olsun ister özel sektörde olsun, isterse tarikat ve cemaatlerde olsun lütfen bizler de biraz kemer sıkalım. Milletin önünde değeri milyonları bulan pahalı arabaları binmeyin. Bir süre onları garajlara çekin.