Tercih

Tercih, seçmek, üstün tutmak; bir şeyi diğerine göre daha iyi veya önemli sayma, beğenme demektir.Elbette ki "tercih" etmek, her ferdin, her insanın hakkıdır. Buradaki en birinci mesele, neyi, neye tercin ettiğimizdir. İyi bir malı ya da eşyayı, iyi olmayana; güzeli, güzel olmayana; tatlıyı, acı olana; rahatı, zahmete v.b, şeyleri tercih etmek, kişinin makul ve masumane arzusu. Bunlara söylenecek bir söz yok. Dünya hayatını ve hayatın şaasını, ahiret hayatına tercih etmeye ise söylenecek söz, çok. Günlük hayatta insanı çizmeyi açan birtakım tercihlerle karşı karşıya getiren ve bir cihette ihtiyaçtan zannettirip, seni, ona mahkûm eden ne çok şey var. Risale-i Nur'da ifade edildiği üzere, "Garp medeniyet-i zalime-i hâzırâsı, gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcât hükmüne getirip; görenek ve tiryakilik cihetiyle insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor"1 (Hutbe-i Şamiye, 156) cümlesi, tercihlerin künhüne ışık tutar durumda. Mesela: Makul bir fiyata alınabilecek bir telefon her işini görmeye yeterken, o işi, -marka tutkusundan dolayı veyahut itibar kazandırır düşüncesiyle- 40-50 bin liralık bir telefonla görmek, iktisadı terk edip, israfı tercih etmek demektir. Bu misal, buna benzer pek çok tercihi ifade etmeye kâfi gelir sanırım. İmkân sahibi olmak, ne güzel, şüknan-ı nimettir. Eldekini israf etmek ise, küfran-ı nimettir.