Hayırdaki hayır

"Hayır" kelimesi dilimizde sıkça karşımıza çıkan Arapça kökenli sözcüklerden biridir.Dinî ıstılahta ise hayır, Allah rızası için ve karşılık beklemeden yapılan iş, yardım; iyilik, sevap manasına geldiği gibi, "hayır"; "Yok, öyle değil, olmaz, istemem" manalarında tasdik etmemeyi bildiren ve kullanıldığı cümlelerde ret manasını pekiştiren "evet"in, "olur"un, karşıtı bir söz. Hayır işlemek, hayır dilemek, hayır dua etmek zaten her mü'minin şiarı. Bu, böyle. Bizim burada kastettiğiz hayır, red manasına gelen ikinci şık. İnsan tasdik makamı değil ki, her şeye, her söze evet ile olur ile cevap versin. Hatırın sayılacağı ver var, hatır baskısı altında kalınmayacak ver var. İnsan, lüzumunda dik durmasını, "hayır" demesini bilmeli. Gelen talebe, beklenilen cevaba "evet" karşılığı vererek -önünde sonunda- sıkıntıya sebep olup, ileride "eyvah" demek yerine, bugün, "hayır" deyip bir yanlışın kapısını kapatmak, "hayırdaki hayır"dır. Hatır kırılmasın, gönül incitilmesin düşüncesiyle alttan almak, sessiz kalmak ya da olması gereken tavrı ortaya koyamamak, nedamete yol açacak yanlışlardan biridir. Bu, gerek aile içindeki günlük meseleler ya da hayatî kararlarda, gerek iş hayatındaki yönetim inisiyatifinde ve gerekse memleketin başına çorap örecek ve yıllar boyu sürecek bir siyasi tercihte olsun, "hayır" dememenin veyahut diyememenin faturası çok ağır.