Çaresizlerin çaresi

Şu dünyada imtihanlar rengârenk.Kimi insan malıyla, kimi canıyla; kimileri sağlığıyla imtihan oluyor. Zaten burada da, bunun için bulunmuyor muyuz Teferruatı Risale-i Nur'da ifade edildiği üzere, kapkaranlık bir gecede denize atılan Hz. Yunus peygamberin o meşhur "Lâ ilâhe illâ ente sübhaneke innî küntü minezzâlimîn" duâsı, nasıl ki Cenab-ı Hakk'ın izniyle, çare-i necat olduysa; darda kalanların, zorda olanların; hastaların, musîbet zedelerin ıztırâr lisanıyla yapacakları ya da yapacakları samimî bir duâ, neticesiz kalmaz inşallah. Yine, sabır kahramanı Hz. Eyyub Aleyhisselâmın ıztırâr lisanıyla yaptığı duânın sür'atle sonuç vermesi gibi... Beşer olarak aczimizi biliriz, ama âciz kaldığımız, elimizden bir şey gelmediğini görüp, ıztırâr lisanıyla çaresizlerin çaresi olan Mevlâ'ya el açtığımız zaman bunu çok daha yakından fark ederiz. Yani, o duyguyu yaşarız. Bu cümleden olarak; eşim Fatma Hanım da bir süredir rahatsız. Geçirdiği bir ameliyat, birkaç ameliyatı peşi peşine dâvet etti. Bir insan, bir ay gibi kısa bir zamanda dört defa ameliyathaneye girer ve dört defa narkoz alırsa hâli ne olur, izah etmeye lüzum yok. Art ardına birbirini takip eden olumsuzluklar, tedavinin seyrini içinden çıkılmaz şekle soktu. Elimizden bir şey gelmiyor, gelişmeleri