Hayata dönüş denemeleri

HİKÂYENİN KAHRAMANI:Tık tık saatlerin, hayatın bu tatlı telâşesinde... İşinde gücündesin ya... Nefeslerini duyabiliyorsan... Gülümsüyorsan bir papatyaya... Mevsim sinmiş-se gözlerine... Hırslarını gemlemişsen... Pencerene gelen kuşlara, hoş geldiniz, demiş, ikramlarda da bulunmuşsan... Çiçeklerin konuşmalarını duyuyorsan... Yaşadığının farkındaysan kısaca... Ne kısacası; uzun ve güzel, renkli bir hikâyenin kahramanısın. Rolünü iyi oynuyorsun. OKUMAK: Bi' kelebeğin keyfine takıl. Hayatın tozlarını nasıl da çırptığını gör. Kendini yaz; bembeyaz, renkli sayfalara. Düşünsene; haberler olmasa... yaşamanın tadına doyamazsın. RAPOR: Biter ömürler damlaya damlaya. Ağlaya güle biter. Hesaplarını, kelimelerini, adımlarını... Neyin var neyin yok... getir. GELECEK YAKINLIĞI: Uyanmak ki... ebedî sabah olmuş. Bitmiş dünyanın bitmez işleri. Şimdi... ister uyu ister uyan... Az kaldı. CİMRİ ÇAĞ: Çok cimri bir çağa düştük. Kendi malını kendinden saklayan ve biriktirdikçe biriktiren... Hiçbir şey senin değil zaten. Her şeyi O Varis'e bırakıp gideceksin. Telâşlarını bi' gözden, gönülden geçir. Nefes nefese bir hayatın tadı nerde! GEÇİP GİDERKEN: Gözlerin var ya... aynalarda... Emellerin var ya uzayıp giden... Ufuklara bakışın var ya... Hüzünlerin, ümitlerin var ya... Gecelerin, gündüzlerin... Ellerin var ya... farkında olmadığın... Sığındığın uykuların... Çiçeklenişi var ya gözlerinin baharda... Her nefes dört mevsimi yaşayışın... Adımların var; her adımın yeni bir dünya... YANILGI: Gözümüz ille de bi' okul okumakta...Parada, pulda, çulda... Son model eşyalarda, apartmanda... Bir de burası fâni dünya... UNUTKANLIK: Gökyüzü, bulutlar, ay, güneş, yıldızlar... tefekkürümüzün çok uzağında... Kuşlar kendi hallerinde... Bahar gelmiş neyimize... Ölümler... başkasının öldüğü... İŞGAL: Dünya istila