Ahmet B. Ercilasun

Yeniçağ

Milletin gücü

Nihayet devreye millet girdi. Son sözü millet söyledi. O gece Saadet Partisi önünde toplanan binler, belki de on binler bütün bir milletin somutlaşmış görünüşüydü. Ya uzlaşacaksınız, ya da buradan gitmiyoruz. Ankara ayazında saatlerce orada beklemenin anlamı buydu. Ya anlaşacaksınız, ya da buradan gitmeyeceğiz. Millet devreye girdi ve masanın devri

Siz Anayasayı tanımıyor musunuz

Anayasanın 26. maddesine göre "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir." Bu maddenin açık hükmüne göre, hükümetin istifasını istemek hakkı hiçbir şekilde engellenemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasasından söz ediyorum. Siz bu anayasayı tanımıyor mu

Sorumluluk

Ülke çapında bir olumsuzluk olunca sorumluluk kime kimlere aittir Aslında cevap çok basit ve çok açık: Ülkeyi kimler yönetiyorsa sorumluluk onlara aittir. Çok büyük bir deprem yaşadık. Çok insanımızı kaybettik. Yüz binlerce insanımız evsiz barksız, sokaklarda kaldı. Felaket çok büyük. Asrın değil, asırların felaketi diyebilirsiniz. Ancak 20 yıldır

Nasıl güzel bir ülke oluruz

Güzel bir ülke hayal etmek bizim için çok mu uzak İsterseniz önce o gerginleşmiş yüzlerimizi, bozuk ağızlı söylemlerimizi bırakalım. Önce insanlar birbirini sevmeli. Sosyolojik olarak birbirlerine yakın insanlar birbirlerini daha çok severler. Biz Türkler bir milletiz. Yüzyıllardır sürüp gelen ortak bir tarihi yaşadık. Sevinçleri, zaferleri; kederl

Avrupa Hunları da Köktürk harfleri kullanmıştı

Hollanda'da yaşayan kitabe uzmanı bir Türk var: Mehmet Tütüncü. Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkanlarda bulunan Arap harfli Türkçe ve Arapça pek çok kitabeyi yayımladı. Tütüncü bir de ilmî dergi çıkarıyor: International Journal of Turkology. İşte bu derginin 14. sayısında (Eylül 2021) çok önemli bir makale çıktı: "Suriye'de Bulunan Sura Oyma Yazıtı".

UTANÇ

Ordu millettik biz. Ordu millet diyorduk ve göğsümüz kabarıyordu. Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadı idik. Tarihteki kahramanlarımız, devlet kurucularımız hep askerdi. Er kelimesi hem asker, hem de yiğit anlamına geliyordu. Hepimiz yiğit askerlerdik. Öyle olmasak da öyle hissediyorduk. En güzel hatıralarımız askerlik hatıralarıydı. Askerliğimizi

Dikkat!

Her kafadan bir ses çıkıyor. İmamoğlu'nun önü kesildi, diyen de var; önü açıldı diyen de. Şöyle olursa, böyle olursa diyerek şarta bağlı bin bir türlü yorum da yapılıyor. Çevremiz cinfiklerle dolmuş, fotoğraflardan bile ne sonuçlar çıkarıyorlar. (Geri zekâlı'dan çıkarılan gerzek kısaltmasına karşı ne zamandır cin fikirli'den cinfik kısaltmasını çık

Cibilliyetsiz

Başlıktan dolayı okuyuculardan özür dilerim. Özür dilerim çünkü yanımda olan birisi, başkaları hakkında cibilliyetsiz, soysuz, zavallı, rezil, sefil, zelil, nasipsiz, kanı bozuk, sütü bozuk, alçak, çukur vb. kelimeleri kullanırsa ben rahatsız olurum. İnsanları sık sık bu kelimelerle niteleyenler beni rahatsız eder. Mümkün olduğu kadar böyle insanla

Komünizmle Mücadele Derneği

Sokaktan iki basamakla çıkılan bir giriş. Sağda dükkân sahibinin oturduğu bir masa. Masanın berisinde iki, belki de üç kişinin oturabileceği tahta sandalyeler. Girişin arkasında, camla ayrılan matbaa bölümü. Topu topu iki matbaa makinesinin sığabildiği daracık bir alan. Beyazıt'tan Kumkapı'ya inen yokuşun baş taraflarındaki bu küçük dükkânın sahibi

SAN'AN AZER

Aziz okuyucular bugün size uzaklardan, çook uzaklardan söz edeceğim. Finlandiya'dan. Günümüzün ulaşım araçlarıyla aslında çok yakın Finlandiya. Fakat ben sizi 1930'ların başındaki Finlandiya'ya götürmek istiyorum. Helsinki ve Tampere şehirlerine. O tarihlerde Finlandiya'da yaklaşık 600 kişilik bir Tatar Türkleri cemaati var. İdil-Ural bölgesinden g