Ahmet B. Ercilasun

Yeniçağ

Cumhuriyet'in 100. yılında Türkoloji

Türk Yurdu dergisinin Mayıs 2023 sayısı bu başlıkla bir özel sayı olarak yayımlanmıştır. Böylece hem Türkoloji mensupları, hem de Türkoloji'ye meraklı aydınlarımız için yararlı ve seçkin bir külliyat oluşmuştur. Türkiye Türkoloji'sinin belli başlı isimleri, dil, folklor, edebiyat gibi alanların yüz yılda aldığı mesafeyi değerlendirmişlerdir. Akadem

İki tehlike ve hile

İsyanların, küskünlüklerin, özeleştirinin sırası değildir. Muhalefete söylüyorum. Elbette özeleştiri yapılacaktır. Ancak bunun için 28 Mayıs'ın geçmesini beklemek lazımdır. Şu anda yapılacak iş, 28 Mayıs'a odaklanmaktır.İki tehlike, bölücülük ve Suriyelilerdir.Her iki tehlikeyi yaratan da AKP iktidarı ve onun başıdır.AKP iktidarı, sınırdaki mayınla

Yüzüncü Yıl

Cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yılı içindeyiz. Devletimizin âdeta yeniden kuruluşu demek olan 29 Ekim 1923'ten bugüne yüz yıl geçti.Milletlerin ve devletlerin önemli tarihlerinin yıldönümlerinin anılması, kutlanması bütün dünyada görülen uygulamalardandır. Bu anma ve kutlamalarla milletler kendilerini tarihten geleceğe taşır.Mesela Eyfel Kulesi,

Cenderenin iki tarafı

Bazı seçmenler, özellikle ülkücü gelenekten gelen ve milliyetçi hassasiyeti olan seçmenler kendilerini bir cendereye sıkışmış hissediyorlar. Cenderenin iki tarafına da bakmakta fayda var.Bir tarafta Fethullah Gülen'le iş birliği hâlinde, Ergenekon, Balyoz vb. davalarla Türk ordusunu zaafa uğratma operasyonu; Habur, Oslo, Öcalan mektupları ile PKK'y

Eskiler de mizahı severdi

Bugünlerde yeniden Kutadgu Bilig ile uğraşıyorum. Hani şu Karahanlı devlet adamı Yusuf Has Hâcib'in 1069 yılında yazdığı büyük siyasetname ile.Bu eserin ikisi Arap harfli biri Uygur harfli üç nüshası var. Vaktiyle büyük Türkolog Reşid Rahmeti Arat, üç nüshayı karşılaştırarak ilmî bir metin kurmuş ve Türk Dil Kurumu da bunu yayımlamış. Yıllar içinde

TESADÜF MÜDÜR

Olaylara pozitivist ve determinist bir anlayışla bakarsanız sebep - sonuç ilişkilerini tabii ki kuramazsınız. Sebep - sonuç ilişkilerini kurabilmeniz için hesap adamı bir mistik olmanız gerekir.Büyük gazetelerden birinde bir yazar "sebep - sonuç ilişkilerini kurmakta zorlanıyoruz." demiş. Olaylara pozitivist ve determinist bir anlayışla bakarsanız

KARABASAN

Karabasan, kâbus kelimesinin Türkçe kökenli karşılığıdır. Cumhuriyet Türkiye'sinde Türklük hiç böyle bir karabasan yaşamadı. Türk milliyetçiliği hiçbir zaman bu kadar aşağılanmadı. Çocuklarımızın Türküm, doğruyum, demesinden bu derece kaçınılmadı. Cumhuriyet değerlerinden, Atatürk'ün Türklük aşkından bu kadar uzaklaşılmadı. Cumhuriyet Türkiye'sinin

Tarihlendirme

Tarihlendirme terimini kronoloji karşılığında kullanıyorum. Gelin şimdi 2009'dan itibaren bir tarihlendirme yapalım. Karşılaştırma olsun diye 1991'deki bir olayı da alalım. 20 Ekim 1991: Genel seçimlerde Erdal İnönü başkanlığındaki Sosyal Demokrat Halkçı Parti, Halkın Emek Partisi'nden (HEP), aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk, Orhan Do

AKP'lileşen Ülkücüler

Öncelikle "Biz neden iktidar olamıyoruz Niçin bizim cumhurbaşkanı adayımız yok" diye hayıflanan ülkücüleri anlayamadığımı belirtmeliyim. On parçaya bölünmüş, oraya buraya dağılmış bir yapı iktidar olabilir mi Bu hayıflanmaları her hâlde psikolojik bir durum olarak görmek gerekiyor. Geçmişi özlemle hatırlama, geçmişte takılıp kalma psikolojisi. Oysa

Karşılaştırma

Ortada bir bölücü terör örgütü var: PKK. Bir de bölücülük konusunda PKK ile aynı düşüncede olan bir siyasi parti: HDP. Ortada siyasal İslamcı bir terör örgütü de var: FETÖ. Siyasal İslamcılık konusunda FETÖ ile aynı görüşleri paylaşan cemaatler, tarikatlar ve partiler de var. Şimdi bunlarla iş birliğini, yakınlaşmayı, görüşmeyi uygun bulmayan vatan