Abdüllatif Uyan

Türkiye

Edep, insanı süsler...

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri, bir sohbette bâzı sevdiklerine;"Karşılaştığınız her Müslümana değer verin. Çünkü o kişi, Allah'ın sevgili bir kulu olabilir"buyurur.Ve şunu anlatır:Vaktiyle bir talebe çıkar evden.Medreseye gidecektir. Az sonra karşıdan yaşlı birigelir.Genç, durup edeplice kenara çekilir.Yol verir ihtiyara.İhtiya

Hakkı bâtıldan ayıran âlimdir...

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri, yemek husûsunda çok titizdi.Bir yemeği pişiren eğer "öfkeli" ise, yâhut "isteksiz" idiyse bunu anlar ve yemezdi o yemeği.Bir gün de, yemeğedâvet ederler bu zâtı.Gelir, sofraya oturur.Ama yemek yemez.Ev sâhibi üzülüp "Efendim, yemeklerimiz helâl ve tayyibdir, ne için yemezsiniz" der.Büyük velî;"Bi

"İmân ile ölmek isteyen..."

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin bir talebesi anlatıyor:Biz Taşkent'te ikâmet ediyorduk. Hocamı görmek için Buhâra'ya giderdim.Bir gün yine içimden;"Hocana git!"diye bir ses duydum.Zîra çok özlemiştim kendilerini.Çıkmak için hazırlandım.Çıkmadan hanımım bir miktar altıngetirip;"Bunları o zâtın önüne koy"dedi bana.Sordum ki:"Niçin gönderiyorsun""Şimd

"Onu görmeyi çok mu istiyorsun"

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin talebelerinden Emîr Burhâneddîn şöyle anlatıyor:Bir gün Hocamız biziteşrîf etti.Mevlânâ Ârif diye bir arkadaşımdan bahsettim kendilerine. Çoktandır görmediğimi arz ettim.Böyle deyince;"Onu görmeyi çok mu istiyorsun"diye sordu.Cevâben;"Evet efendim, çok istiyorum" dedim.Ancak o, uzak bir diyârda yaşıyordu.Bahçeye çıkt

Bir müminin kalbini incitmek!..

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin bir talebesi anlatıyor:Nesef'te biriyle münâkaşa etmiştim.Kalbini incitmiştim o Müslümanın.Ayrıca özür de dilememiştim kendisinden...Oradan ayrıldım.Hocama geldim.Fakat o da ne!.Hocam yüzüme bakmıyordu.Ve hiç iltifat etmiyordu.Şaşırıp kaldım.Sebebini anlayamadım.Araya sevdiği talebeden bâzısını koydum.Ama fayda etmed

"Beni hâtırından çıkarma!"

Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin genç bir talebesi vardı ki, bu zâtı çok seviyordu.Büyük velî, bu talebeye"Her zaman beni yâd et, hâtırından çıkarma"buyurmuştu.O talebe anlatıyor:Bu emirle hocamı unutmamaya çalışırdım.Bir sene babamla hac yoluna çıktık.Derken Hirat'a ulaştık.Oradayken bir ara unuttum hocamı.Unutmamla birlikte, bendeki bütün güzel "h

Mürşidiminasıl tanıdım

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretlerinin sevdiklerinden Abdullah-ı Hâcendî anlatıyor:Ben, gençliğimde "bir mürşidim olsa da kendisine hizmet etsem" diyordum.Bu istek dayanılmaz hâl alınca Hakîm-i Tirmizî hazretlerininkabrine vardım.Rûhuna "Fâtiha" okudum.Ve ondan yardım istedim.O ara uyumuşum. Nûrâni "bir zât" göründü rüyâda.Ve bana b

Kalpteki altın sevgisi!..

Evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârîhazretlerinin bir talebesi anlatıyor:Ben Semerkant'ta iken Behâeddîn-i Buhârî ismini işittim.Ve çok merak ettim.Gayriihtiyârî sevdim ve onu görmek niyetiyle Buhâra'ya gittim. Annem, dört altındikmişti gömleğime.Buhâra'ya vardım.Bu velîyi aradım.Sohbetine katılıp, beni de talebeliğe kabul etmesini istedim."İ

"Hüseyin, atla şu suya!"

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri, bir gün bâzı talebeleriyle yolculuğa çıkmışlardı.Yolda bir ırmak vardı.Çok da yorulmuşlardı.Dinlenmek için oturdularSu, şarıltılı ve heybetli akıyordu!Görünüşe bakılırsa derindi de.Büyük velî, Emîr Hüseyin adındaki talebesine bakıp;"Hüseyin! Kalk, şu ırmağa atla!"diye seslendi.Emîr Hüseyin;"Başüs

"Burada hiç uyunur mu evlat!.."

Evliyânın büyüklerindenBehâeddîn-i Buhârîhazretleri, talebesinden birini bir yere göndermişti.Talebe, işini hâlledip geri dönerken bir ağaç gölgesinde dinlendi biraz.Fakat çok yorgundu.Uyuyakaldı oracıkta.Derin bir uykuya dalmıştı ki, rüyâsında hocasınıgördü.Mübârek, hiddetle;"Oğlum! Hiç burada uyunur mu Hemen kalk, terk et burayı. Burası tehlikeli