Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsine meftuniyet

Bediüzzaman'ın ifadesiyle "Zaman şahıs zamanı değil, şahs-ı mânevî zamanıdır.Risale-i Nur'da şahıs yok, şahs-ı mânevî var. Ben bir hiçim. Risale-i Nur, Kur'ân'ın malıdır, Kur'ân'dan süzülmüştür. Şeref ve hüsün Kur'ân'ındır. Şahsımla Risale-i Nur iltibas edilmiş. Meziyet, Risale-i Nur'a aittir. Risale-i Nur'un neşrindeki harika muvaffakiyet ise, Risale-i Nur talebelerine aittir."1 İşte şahs-ı mânevîye meftuniyetin sırları. Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsine bakan ehl-i ibret ve erbab-ı basîret istese, o âyinede Resûl-i Hâşimî Aleyhissalâtü Vesselâm'ı seyredebilir. Çünkü Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsi Hz. Ali(ra) Efendimiz vesilesiyle "Âl-i Beytin şahs-ı mânevîsini temsil ettiği noktasındandır. Âl-i Beytin şahs-ı mânevîsi ise Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bir nevi mahiyetini gösteriyor."2 Bu sırdan dolayıdır ki "Umûm esmâ-i hüsnâ a'zamî mertebesiyle Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsinde tecelli ettiğinden..."3 Gâyemiz Risâle-i Nûr'un şahs-ı mânevîsini enzâr-ı cihana, ehl-i îmâna ve insanlara göstermektir. Çünkü "Cemâatin rûhu olan şahs-ı mânevî daha metindir."4 Bu zemin ve zamanda elzem bir vakıa da şudur: "Bu zamân, cemâat zamânıdır. Ferdî şahısların dehası, ne kadar harîka da olsalar, cemâatın şahs-ı mânevîsinden gelen dehasına karşı mağlûp düşebilir."5 Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsinin şerefiyle ve makamıyla müftehir olmayı ve ona tam şakird olmayı ve o saadete tam girmeyi Rahîm-i Mutlak bizlere de ihsan etsin. Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsini ve Üstadımın şahs-ı mânevîsini ve talebelerin şahs-ı mânevîsini6 yaşayabilmek için şahs-ı mânevîye meftun olmak gerekiyor. "O şahs-ı mânevî, çok ruhların imtizacından ve tesanüdünden ve efkârın telâhukundan ve birbirine yardımından ve kalblerin birbirine in'ikâsından ve ihlâs ve samimiyetlerinden."7tezahür eder. O şahs-ı mânevi, cemâatin ruh-u mânevîsi hükmüne geçer. Şahs-ı mânevî sırrı, ancak ahir zamandaki nur talebelerine nasip olmuş. Bir de asr-ı saadette sahabelere bu sır nasip olmuş. Her kardeş birbirine bir mürşid-i kâmil gibi nokta-i istinad oluyor. Kardeşlerin meziyetleriyle iftihar etmek, onların faziletleriyle şakirane şükretmek fenafi'l ihvan sırrının gereğidir. Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsinin tam mümessili