Japonya'ya tevcih eylenen cevaplar

Bediüzzaman'ın Hayatı'ndan Tesbitler (180)Risâle-i Nur'da Japonya ile ilgili geçen bir diğer konu da, İslâmiyet'e alâka duyan Japon yetkililerin sorduğu bâzı mes'elelerdir. Bu konuda da maalesef işin târîhî ciheti araştırılmadan bâzı zanlarla hareket edilmiş durumda. Yapılan yanlışlar doğru kabûl edilerek sonraki araştırmacılar tarafından kullanılmakta bir beis de görülmemiş. Böylece hatalar devam edip gelmiş. Bilindiği üzere uzun zamandır devam ede gelen ve insanların zihninde malûmat olarak yerleşen hataları düzeltmek de çok zor. Bu hatalardan biri de Bedîüzzamân'ın Japon Komutanı Nogi Maresuke ile görüşme yaptığı ve Japon Komutanı Nogi Maresuke'nin İslâmiyet'e dâir sorular sorduğuna dâir ifadelerdir. Bediüzzaman, Japonların İslâmiyet'e dâir sorularına kendi ifâdesiyle Meşrûtiyetin îlânından önce, yani 1907 yılında muhatap olur. Bediüzzaman'ın ifâdeleri şöyledir: "Bundan kırk sene evvel ve Hürriyet'ten bir sene evvel İstanbul'a geldim. O zaman Japonya'nın Başkumandanı, İslâm ulemâsından dînî bâzı suâller sormuştu. Onları İstanbul hocaları benden sordular. Hem çok şeyleri o münâsebetle suâl ettiler." 1 Adı geçen Japon Kumandanı Nogi Maresuke ise 1911 yılında çıkmış olduğu altı aylık Avrupa seyâhati dolayısıyla İstanbul'a Hazîran ayında geliyor. 2 Bediüzzaman 1911 yılının 6-25 Haziran tarihlerinde Sultan Reşâd ile Şark Vilâyetlerini temsîlen Rumeli Seyâhatinde bulunuyor. Japonya tarafından sorulan soruların cevaplarının bir kısmı Muhâkemât adlı eserde 1911 yılında yayınlandığına göre, komutan Nogi'nin iddiâ edildiği gibi 1911 yılında sorduğu soruların muhâtabının Bediüzzaman olmaması gerekir. Çünkü Bediüzzaman, söz konusu eserinde: "Binâenaleyh, hitâbımı ecânibe, bâhusus Japonya'ya tevcih eyledim. Zîrâ onlar eskide bâzı suâller etmiştiler; ben de cevap vermiştim. Şimdi ihtisarla yalnız bir-iki suâllerine müteallik o cevâbın bir parçasını söyleyeceğim." 3 dediğine göre, soruların eskiden sorulduğunu, ayrıca soruları şahıs değil de Japonya devletinin sormuş olduğunu anlıyoruz. Görüldüğü üzere Bediüzzaman Hazretleri bu acib te'villerle ma'nalandırdığı ve istikbale nüfuz eden cevapları, o zaman Japon Başkumandanı'na verilir. Başkumandan bunun üzerine Bediüzzaman'ı görmeyi ve onunla görüşmeyi arzu eder. Bu vesile ile Bediüzzaman ve Japon başkumandanı arasında bir dostluk ve ahbablık peyda olur. Bediüzzaman ile Japon Başkumandanı arasında yüz yüze görüştüğüne dair belge yoktur. Bayram Yüksel Ağabeyin hatıralarında görüştüğüne dair bilgi mevcuttur. Bir rivayete göre aralarında hayli zaman muhabere ve mektuplaşma devam eder. Hatta Birinci Cihan Harbi'nde Rus istilâsına uğrayan bazı Müslüman Türkler Bediüzzaman'ın vâsıtasıyla Japonya'ya giderler ve Japon Başkumandanı onları Tokyo'da yerleştirir. Mesken ve iş sahibi yaptırır. 4 Bir başka bahis Tiryak eserinin 16. Parçası içerisinde yer alan "Tabiiyyunun münkir kısmının gittikleri yolun iç yüzü, aklen ne kadar uzak ve ne kadar çirkin ve ne derece hurafe olduğu Lâakal doksan muhali tazammun eden dokuz muhal ile, Asâ-yı Mûsa mecmuasının Üçüncü Hüccet-i İmaniyesi'nde tam beyan ve ispat edilmiş. İsteyen oraya bakar. Tabiat Risalesi'nin hatimesi orada yazılmadığından, o hatimenin üç sualinden İki sualini de bir sebebe, yani Japonya'nın eskide sualinin bir noktasına temasına binaen burada yazıyoruz."5 denilmiş. Demek ki eskiden Sâniin vücud ve vahdaniyeti, tevhid ve tabiat gibi konularda Japonya'nın sualleri olmuş ki Bediüzzaman makam itibarıyla bu sorulara cevap olabilecek noktaları Tiryak eserinde yer vermiş.