Gökhan Özcan

Yeni Şafak

Sürgünler ve Soykırımlar

Tarih eğitiminde müfredatı belli ders saatlerine ayarlama zorunluluğundan olacak daha ziyade belli başlı olaylar üzerinden bir makro tarih anlatısı tercih ediliyor. Bu anlaşılır bir durum ama geçmişi anlamak noktasında insanlarımızı ne yazık ki eksik bırakıyor. Okul yılları boyunca sürdürdüğümüz tarih mesaisinde, zihinlerde genellikle çok belirgin,

Hayattan gasp edilen yıllar

"Genç kimdir" sorusunu cevabını bilemediğimiz, bilemeyeceğimiz, çünkü gerçek bir merakla zaten sormadığımız bir soru olarak ortaya bırakmıştık bir önceki yazıda. Yanlış anlaşılmasın, aslında herkesin kendince çok güvendiği, yüksek sesle seslendirdiği ve aslında dikte etmek istediği bir tarifi var gençler hakkında. Ancak bu tarifler daha çok 'genç'

Genç kimdir

Türkiye'de bazı çok hayati sorular ya hiç sorulmuyor ya da sadece laf olsun diye soruluyor. O soruların en önemlilerinden biri "Genç kimdir" sorusu... Türkiye, tersine bir yola girmiş ve yaşlanmaya başlamış olmasına rağmen hala genç bir ülke, ciddi sayıda genç nüfusa sahip... Gençlerine en erken yaşlarda seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülkelerden de

Üniversite var, üniversite var!

Amerikan üniversitelerinde başlayan, sonrasında dünyaya dalga dalga yayılan protesto hareketlerine Türkiye'nin üniversitelerinden cılız bir katılım geliyor. Cılız derken sayısal bir azlığa işaret etmek değil niyetim, bunu tespit edebilecek durumda değilim. Sözünü ettiğim, aidiyetlerin, inandıkları değerler, ideolojik durumları sebebiyle zaten Filis

Zulmün 'masiva'sında dolaşmak

Haftalardır sözlerin tükendiği bir yerden bir şeyler bulup çıkarmaya, sızım sızım sızlayan kelimeleri bir arada durmaya çalışıyorum. Hem şahit olduklarımız bildiğimiz her türlü insaf haddini aştığı için böyle bu hem de kafamızı kaldırıp bir şey söylemeye hak sahibi olmadığımız için. Aslında sesimizi kesip suçumuzu itiraf etmemiz, nedametle boyun bü

Yakın görüşün kaybı

Tokyo gibi yoğun ve kalabalık bir metropolde, şehir sanki ona hiç ilişmiyormuş gibi kendi parantezinde yaşayan bir adam... Adı Hirayama... Wim Wenders'in Japonya'da, Japon oyuncularla çektiği son filmi 'Mükemmel Günler-Perfect Days'de, yetmişlerine doğru ilerleyen, sessiz, sakin, kendi halinde, sükunet içinde kendi rutinini büyük bir kabullenmişlik

Unutmak uyuşmaktır!

Aradan altı aydan daha fazla bir zaman geçti, Gazze'de olan hiçbir şey eskisi kadar etkilemiyor artık insanları deniyor. Öyle mi Keşke değil diyebilsem! İnsan her şeye alışıyor diyoruz ya bazı zamanlar, kasıt bu değil herhalde, olmamalı! Bu olup bitene alışmamalıyız; donmadan önceki uyuşma hali olur bu, Allah muhafaza donup kalır insanlığımız bu se

Davranışlarımız kimin

Amerikalı fizikçi ve yazar Leonard Mlodinow, 'Subliminal' ismini verdiği kitabında, "İnsan davranışı, hem bilinçli hem bilinçdışı düzeyde, sonsuz bir algı, duygu ve düşünce akışının ürünüdür" diye itiraz edeme-yeceğimiz bir tespitte bulunuyor. Bir şeyin aslında ne olduğuna ilişkin zihin açıcı ifadelerle karşılaş-tığımızda genellikle içsel bir hoşnu

Bayram okumaları

"Cenab-ı Hak, kâinatın dış yüzünü eserlerinin nurlarıyla, sırlarını ise sıfatlarının nurlarıyla aydınlattı. Zahirin aydınlığı kaybolursa da kalplerin ve sırların nurları sönmez. Bu yüzden denildi ki: Gündüzün güneşi akşam olunca batar, kalplerin güneşi ise asla batmaz."Hikem-i AtâiyyeAtaullah İskenderî"Çoğun-luğa göre ise her fikir ve hareketin doğ

Bayrama ve içimize doğru

Ramazan-ı Şerif'in son günlerindeyiz, bayram kapıda göründü. İçimiz elbette acıyla kavruluyor ama bu mübarek vakitlerin feyiz ve bereketinden istifade etmek için de gayret içinde olmalıyız. Duaların, niyazların kabul edildiği vakitler bunlar... O samimiyet içinde olarak, kalplerimizi halisane ayarlarda tutarak el açmalı ve yalvarmalıyız Rabbimize.