Süleyman Seyfi Öğün

Yeni Şafak

Coğrafyalar üzerine âfâkî bir yazı.

"Coğrafya kaderdir" lâfı , hanidir dillere pelesenk oldu. Pek çok stratejist bu lâfı , olur olmadık yerlerde kullanıyor. Bahsedilen coğrafyanın ne olduğu husûsuna gelindiğinde ise her kafadan başka bir ses çıkıyor. Kimileri Ortadoğu'dan, kimileri Yakındoğu'dan , kimileri de Avrupa veyâ Asya'dan bahsediyor. Ezcümle, gâliba aslında coğrafyamızdan pek

Toplum olmak

Hem ekonomik hem de siyâsak süreçler üzerinden yaşadığımız kaostan bir dünyâ düzeni çıkar mı Gâliba, düşünme ka'biliyetini kaybetmemiş hemen herkesin zihnindeki soru bu olsa gerekir.Niyetler ve temenniler seviyesinde bakacak olursak, elbette hasreti çekilen bir dünyâ, insan topluluklarının her seviyede eşit olduğu bir dünyâ olacaktır. Ama gerçekçi

Ukrayna'nın tarafsızlığı

Antalya Diplomasi Forumu'ndan sonra Türk hâriciyesi yeni bir başarıya daha imzâ attı. İstanbul'da Rus ve Ukraynalı heyetlerin görüşmesi sağlandı. Bu iki heyet ilk defâ görüşüyor değiller. Ama daha evvelki görüşmeler gizli tutulan bir yerlerde veyâ online yürütülüyor, sıklıkla karşılıklı restleşmeler üzerinden tıkanıyor ve dünyâ kamuoyunun pek de al

Güzel zamanların sonu

Târihte, devrim, savaş, tabiî âfet gibi sarsıcı kırılmalar yaşanmaksızın, günlük alışkanlıkların akışını zorlamadan geçen bir elli sene, pek de bir şey ifâde etmez. Buna bağlı olarak insan zihni ve eylemleri de fazla zorlanmaz ve güncele bitişik bir dizi akıl yürütmeler ve hesaplamaların dışına çıkmaz. Târihin diyalektik süreçlerinin mâhiyetini idr

Kuşatmalar

ABD Hegemonyasının, kendisinden evvelki hegemonik sistemlerden esaslı bir farkı olduğunu düşünüyorum. ABD'nin II.Genel Savaş sonrasında en yüksek üretim gücü olarak çıktığını biliyoruz. Avrupa'da taş üstünde taş kalmamış; Japonya, SSCB tarûmar edilmişken, ABD'de , Pearl Harbour dışında herhangi bir tahribât yaşanmamıştı. Hollywood filmlerine kanaca

Değerler ve antideğerler

Şu aralar Batı-Doğu farkı üzerine düşünüyorum. Rusya-Ukrayna Savaşı da beni bu hususta tetikliyor. Aslında epeydir bir kenara attığım, zihnimden çıkardığım bir ayırım bu. Sebebi de gâyet basit.. Bu ayırıma yüklenen o kadar çok dinsel-kültürel ve ideolojik mânâ var ki.. İster tedâfüî ister taarrûzî saiklerle donanmış olsun, cümlesi bana entelektüel

İndirgemecilik

İnsan sâdece eylemekle kalmaz. Eyledikleri üzerine düşünür de. Bu, felsefede, praxis ve theoria olarak kavramlaştırılır. Mesele, medeniyet örüntülerinin karmaşıklaşması karşısında, zihnî faaliyetlerin mevzuu olan theoria'nın sınırlılığı veyâ kapasite zayıflığıdır. Daha basit olarak ifâde edecek olursak, hayat zihnî kavrayışların imkânlarını fersah

Kokuşan savaş

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş mevziî olmaktan çıkıyor ve küresel bir nitelik kazanıyor. Bunun manâsı, büyüme ve yaygınlaşma potansiyeli taşımaya başlamasıdır. Korkulan, bu savaşın bir büyük hesaplaşmaya, bir 3. Dünyâ Savaşı'na yol açıp açmayacağıdır. Savaşın nükleer tehlikeyi tetiklemesi ihtimâli, yâni topyekûn insanlığın mahvı ile neticelenec

Ambargolara dâir

Ukrayna işgâli neticesinde Batı'nın, Rusya üzerindeki ambargoları artarak devam ediyor. Nihâyet Rusya'nın can damarı olan doğal gaz ve petrolünü de kesmeye mâtuf bir adım atıldı. Dünyâ kamuoyları bu gelişmeleri olağan gelişmeler olarak değerlendiriyor. Daha çok yapılanların neticelerine göre herkes yeni tedbirlerin neler olabileceğini tartışıyor ve

Soğuk savaş mı

Bir olgu veyâ süreci anlamayı zorlaştırdığını düşündüğüm iki kritik metodolojik hatâ olduğunu düşünüyorum. Bunlardan ilki, zaman zaman işâret etmiş olduğum üzere, siyah-beyaz farkı gibi, 0.1 odaklı ve kodlu yavan analitik ayırımlar üzerinden düşünmeye çalışmaktır. Meselâ, II. Genel Savaş sonrasında kurulan dünyânın, aralarındaki ideolojik farklılık