Süleyman Seyfi Öğün

Yeni Şafak

Bir intihârın düşündürdükleri

Geçenlerde çok genç bir tıp öğrencisinin intiharı, başta sosyal medya olmak üzere kamuoyunda tartışma konusu oldu. Enes Kara isimli, hayâtının baharında olan bir genç, arkasında bir vedâ kaydı bırakarak ölüme gitti. Bu kayıtta, kendisine bu acı karârı aldıran sebeplerden bahsediyordu. Anlaşıldığı kadarıyla, cemaat bağlantısı da olan dindâr bir âile

Rusya'nın Asya gölgesi

Kazakistan geçen haftanın başat gündem maddesiydi. Bu akraba devlette hepimizi üzen kanlı olaylar yaşandı. Görüntüde BM ve daha genel anlamda uluslararası hukukûn mevzuatıyla uyumlu bir müdahale geldi. Daha sâhici bir ölçekte baktığımızda ise, Tokayev'in çağrısıyla da olsa basbayağı bir Rus müdahâlesi gerçekleşti. Nursultan Nazarbayev ve ona yakın

Savaş..

Modern dünyâda, savaş ile ekonomik krizler arasındaki bağ özgül bir ağırlık taşır. Bu, her ekonomik krizin mutlak sûrette savaş ile neticeleneceğini imlemez. Burada bahsedilen bağ, deterministik bir bağ değildir. Esasta mühim olan, krizlerin niteliğidir. Bâzı krizlerin dönemsel olarak sistemin içinde aşılma yolları bulunabilir. Lâkin kriz sistemik

İnsanlar ve âletler

Gâliba pek çok şey Marx'ın kafa emeği ile kol emeği arasında yapmış olduğu bir ayırımda karşılığını buluyor. Burada değersel bir temellendirme yatıyor. Biraz da Engels'in ayartmasıyla Aydınlanma'nın rüzgârına kapılmış olan Marx, insana yakışan durumun, kol emeğine ve esasta tabiata olan bağımlılığın sona erdirilmesi olduğuna kanâat getirmişti. Kapi