Esra Elönü

Star

O sandık sandığınız gibi olmayacak!

Karşımızdakinin alçaklık seviyesine toprak atacağımız son gün. Kendilerini kinle şişirip nefretle genişleten garip tavırlara tiryaki, tuhaf varlıklar alemini minderde göreceğimiz son gün. Bir seçim yapacağız. Ya deryada ufuk, ya derede yosun. Ya güller dereceğiz bu bahçede, ya otlar saracak eteklerimizi. Ya dağlara buğday serpeceğiz, ya da kurdun a

O masayı değil, ilk oturduğun PKK'lı masayı yumruklayacaktın Kılıçdaroğlu

İnsan, açık büfe kahvaltı tabağı gibi, yiyemeyeceğini bildiği halde tabağında görmek istediği duygunun körü. Hangi duygu hali bu "şaşırma duygusu". Yüzme bilmediğini bildiğimiz bir kişinin "söz boğulmayacağım" diyerek suya atlamasına bir ülkeyi feda etmeyi göze almak, gerizekalılık olmuyor da bu topraklar için neredeyse tehlikeli sularda bile profe

Sirk çadırında fıstık krizine girdiler

Kimi beyin takımında parkur eskitiyor, kimi zıbın takımında yedek oyuncu bile değil. Zor zamanlar için biriktirdiğiniz paranın sair zamanlardaki zorluklar için biriktirdiğiniz kelimeler kadar ehemmiyeti yoktur bazen. Öyle zamanlardayız. Kelimelerine bakıyorsun hepsi birer hamam inşaatı. Yazdıklarına bakıyorsun yangında gözden çıkarılmış tarak anons

Eyüp sabrı

Bayramdan geldim. Şehirler gezdim... Muhalif olsaydım antidepresanlı şeker yerdim bu bayram. Sorduğum herkes Recep Tayyip Erdoğan diyordu. Kalp harçlığımız oldu. Bizim gibi beyaz yakalılar diyen yüksek katlı hava boşluğu teyze, püfür püfür sıyıradursun beyaz yazmalı teyzelerin dua düeti moral vahası. Daha önce ahır kapısında zil aranmaz diye yazmış

Kızıl elma dilimi ve soğan söğüşü

Ufuk başlığın genlerinde. Şeref, eğimli arazide çamurda patinaj. Hakikat yaşam savaşı veriyor. Bu saatten sonra toprağın sırtı yere gelmez. Destan yazan kaleme çiklet manisiyle gölge etmeyiniz. Seçim günleri sirk çadırında fıstık krizine girenleri izliyorum. Muhalefetin Siyaseti, makyajsız yakalanan ünlü yüzüne dönmüş, çırpındıkları kaplardaki malz

Sifonistler!

Acıyarak gülme eski bir duvarın rutubetini kusması gibi, yüzümüzün artığı acıyarak gülme. Yazsan arşivde kir, yazmasan kağıdın şerefine mahcupsun. Sirkte fıstık krizine girmiş hösttebek gibiler kazıyıp yığıp tarlayı talan etmekten başka hedefleri yok. Bendlerini aşmış levsiyat barajları, kazan dairesinin şekilsiz tenekeleri hepsi kibrin kuburunda a

Halk, o ayakkabının altında seccade değil; PKK bayrağı görmek istiyor!

Öyle leşlik sağanağı altındayız ki sıçrattıkça sıvıyorlar. Bir duruş demiştim bin kez kudurtuyor bunları. Salyalanmış ağızların şerrinden sabra sığınıyoruz. Bu kanatlı sürüngenlerin çektiği seksen yıllık belgesel acıyarak izlediğimiz bu kareler şaşkınlığımızın şarjından bile yemiyor artık. İçimizdeki her ses, sözleri sünse de nakaratı değişmeyen şa

Yargılayın ulan!

Duyduk ki dünyaya konum atan bir liderin karşısına Fındığın iş başvurusuna referans olarak Urfayı yazan mutfak robotunu koymuşlar. Şaşkın değiliz Chp'nin yamalı içliğini hafif pudralayıp spot ışıklarına bulayıp aday diye yutturacaklardı zaten. Yan yollardan tavşan zıplatıp kestirmeden bir kaplumbağayı masala ikna etmişlerdi gördük.15 Temmuz'un ter

Uzun adam ve 7 cüceler

Klavyem terli.. Birbiri ardından atıp tutanların hakemi kelimelerdir onları yormazsanız yorulan siz olursunuz. Kelimeleri çok sevdiğimi söylemiştim lakin yamanmayacak zeka deliklerine çorap tıkamak için de kelimeleri yorup ahlarını almamak lazım.. Twitter'da şöyle gerinip esnerken tam ağzıma layık kahkaha buldum. Kısık ateşte Pişirin Payzın'ın yüre

Hem sarıklılar nerede diye sor, hem de Allahuekber dediklerinde rahatsız ol

Ölüm en aşikar sırdır demiştim. Biz, irfânın iç sesiyle konuşurduk böylesi zamanlarda. Kavgalar kül olurdu, şimdi yürüyen körükler var. O körüğün isiyle karalayanlar var. Savaş ahlakının züğürtleri, şeytanın ümüğüne yapışacakken ona acıdan taht kurdular. Bizi sarsan depremden ziyade ölüme hırs çanağını tutan fitne kazmaları.Geçen hafta "Allahuekber