İstanbul'un tadı kalmamıştı tuzu da kalmamış

Yalan bunlarda lapa lapa ama tutmuyor. Demiştim ya "Ayasofya gurbetten döndü ama bu seferde İstanbul'u gurbete gönderdik".. Kar küreme aracı İstanbul'u çok daha iyi yönetirdi dediğimiz istihza günleri. Yahu madem İstanbul'u bu kadar kırıp üzecekteniz, madem alakanız yoktu işiniz gani gani şovdu, ne diye günahına girdiniz bir medeniyet bir fetih şehrinin. Ne diye Tatil valizi dediğimde kızıyordunuz, tamam tatil valizi demeyelim "balık tavası" nasıl. Saatlerce yolda kalan vatandaş, hasta olan yaşlılar, tedirgin olan aileler, bebeğiyle yolların açılmasını bekleyen anneler neyin cezasını çektiler. O akşam 18:00'de kar küreme aracı büyük balığa giden yolu sizin için açarken insanların sizi nasıl karşılamasını beklerdiniz. Meğer o akşam Cumhurbaşkanlığı kapılarını İngiliz anahtarıyla açmayı denemişsiniz ama kapı elinizde kalmış. İngiliz büyükelçisiyle ne yapıyordunuz diye sormuyoruz bile. Siz şöyle bir durun. Gelelim İBB sözcüsünün balık tavasını yağlaması meselesine. O akşam siz neredeydiniz sayın yağ tenekesi . O akşam siz Cenevre'de kayak tatilinde olup İstanbul'da kar küreme aracı gibi davranarak yılın ışınlanmışı unvanını almaya hak kazandınız. Fazilet Durağında olmayan 47 kişiyi trol türeme aracı hayalinize yamarken kızardınız mı evet kızardınız ama utanma duygusundan değil, şömine sıcağından. Peki Kılıçdaroğlu ve Kaftancıoğlu