Ahmet Demirbaş

Türkiye

Kalplerin mütehassısı Kasım bin Muhammed

Kasım bin Muhammed hazretleri, Selman-ı Farisi hazretlerinin sohbetlerinde yetişerek bir kalp, ruh mütehassısı olmuştu... Kasım bin Muhammed hazretleri, Tabiinin büyüklerinden ve Medine'de yetişen ve kendilerine "Fukaha-i seb'a" adı verilen yedi büyük âlimden biridir. "Silsile-i aliyye" denilen büyük âlim ve velilerin üçüncüsüdür.Babası Muhammed, H

Her fırsatta, herkesle helalleşmek iyidir...

Ebûl Vefa hazretlerinin küçük ama çok sevimli bir oğlu vardı. Çocuk iyiydi hoştu da bir ara sakalara takmıştı kafayı!.. Dinimizde şüphelilerden sakınmaya "vera", haramlardan sakınmaya ise "takva" denir. Şüpheli olmak korkusu ile mubahların çoğunu terk etmeye de "zühd" denir. Hadîka'da "Zamanımızda vera ve takva sahibi olmak güçleşti. Şimdi, kalbini

"Selman bizdendir,Ehl-i beyttendir..."

Eshab-ı kiramın büyüklerinden ve meşhurlarından olan Selman-ı Farisi hazretleri "Silsile-i aliyye"nin ikinci halkasıdır... Selman-ı Farisi hazretleri "radıyallahü anh" İsfehânlı idi. Mecûsî idi. İrân'da iken kiliseye girip Hıristiyan oldu. Oradan da Anadolu'ya kaçtı... Şam'a geldi. Oradayken bir papazdan âhir zamân Peygamberinin (sallallahü alayhi

Kibir, Allahü teâlâyı unutmanın alametidir!

Eski elbiseler içinde bir âlim, mahkemede üst sıralarda bulduğu boş bir yere oturur. Ancak kadı, adamcağıza sert sert bakar!.. Din büyükleri "Kibir, Allahü teâlâyı unutmanın alametidir. Her iyiliğe engeldir, her kötülüğün anahtarıdır. Büyüklenerek 'ben' demek feyiz ve bereketi keser" buyuruyorlar... Allahü teâlânın sıfatları değil, bizzat zatı kibi

Peygamberlerden sonra, insanların en üstünü...

Ebu Bekr-i Sıddık "radıyallahü anh" hazretleri Peygamberlerden sonra, insanların en üstünüdür. "Aşere-i mübeşşere"nin yani cennetle müjdelenen on sahabenin birincisidir. Peygamber efendimizin kayınpederi, Hazret-i Âişe'nin babasıdır. Hazret-i Ebu Bekir'in Resulullah efendimize fevkalade sadâkât ve sevgisi vardı...Peygamber efendimizin vefat ettiği

Silsile-i aliyye ne demektir

"Silsile" kelimesi, "Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra, halka" anlamına gelir. Mürşid-i kâmil yani âlim ve evliya olan zatlar, yetiştirdikleri ve artık başkalarını yetiştirebilecek hâle gelen talebelerine, halifelik ve icazet verirler. Sonra onlar da talebe yetiştirip, onlar da yetişen talebelerine böyle icazet veri

Van'dan doğan ve batmayan güneş...

Yarın 27 Kasım... Zahir ve batın (kalb) ilimlerinde kâmil, dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mâhir, büyük âlim ve velî Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin "rahmetullahi teâlâ aleyh" vefat yıl dönümüdür... Zâhir ve bâtın ilimlerinde kâmil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mâhir, veliyyi kâmil tasavvuf ilminin mütehassısı, bu mübarek zat 1865 (H.

"Biz, temiz Müslümanlarız bid'at nedir bilmeyiz..."

Bugün, Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan'ın vefat yıl dönümüdür. (25 Kasım 1072) Muhammed Alparslan, Türk milletinin en büyük kahramanlarındandır. Malazgirt'te Bizans ordusunu yenerek Türklere Anadolu kapılarını açmıştır...Sultan Alparslan, tarihî zaferlerinin yanı sıra, medreseler kurmak, ilim adamlarına ve talebeye vakıf geliri ile maaşlar tahsis

"Bir yalanın peşinden koşuyorsunuz!.."

Ölümden önce olan her şeye dünya denir. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyadan sayılmaz, ahiretten sayılır. Çünkü dünya, ahiret için tarladır. Ahirete yaramayan dünyalıklar, zararlıdır. Kur'ân-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:(Dünya hayatı, ancak oyun ve boş şeyle meşgul olmaktır. Ahiret ve nimetleri daimî olduğundan daha hayırlıdır. Bun

Dine hizmetler durursa, felaketlerpeş peşe gelir!

İlim öğrenmenin ve öğretmenin fazileti çok büyüktür. Mesela bin kadar Ehl-i sünnet âliminin eserlerinden hazırlanmış "Tam İlmihâl Seadet-i Ebediyye" kitabını okuyup öğrenen kimse âlim olur. İçinde bildirilenleri ihlâsla tatbik ederse, Allahü teâlânın rızasına da kavuşur. Kitabı başkasına vermek de, ilmi yaymak, ilmi öğretmek olur...Emr-i maruf, far