Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Vaazına devâm et!.."

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, bir gün sohbet ediyordu.Gencin birinin abdesti gitti.Hemen tâzelemesi îcâb etti.Ancak çıkmak hayli zordu.Zîrâ izdiham vardı câmide.Gavs-ı âzam vaziyeti anladı.O talebeye bir nazar etti.Genç, bir sahrâda buldu kendini.Hem de bir çeşmenin başında.Sevinip içinden;"Bu, hocamın bir kerâmeti" dedi.Çeşmeden abdestini aldı.

Bir deri, bir kemik kalan talebe!..

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri zamânında bir kadıncağız, yanına küçük oğlunu aldı.Bu zâtın dergâhına vardı.Ve huzûruna çıkarak;"Efendim, bu oğlumu size teslîm ediyorum. Eti sizin, kemiği benim" dedi.Büyük velî kabul edip;"Peki bacım, gidebilirsin" buyurdu.Ve ilk olarak nefisle mücâhede emrini verdi çocuğa.Yavrucak az yiyordu artık.Hem de az uyuyor

Resûlullah'a sevgisi pek çoktu...

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini bir kimse ansızın görse, dehşete kapılırdı!Hem de elinde olmadan.Talebesinden biri anlatıyor: "Hocama çok hizmet ettim.Kırk seneden fazla.Dikkatimi çeken bir şey oldu.Geceleri hiç uyumazdı.Yatsı abdestiyle sabah namazlarını kılardı hep.Resûlullahı çok seviyordu.Zâten Onun evlâdı oluyordu.Bir gün bu sevgi ve aşkla

"Efendim, bize bir yol gösterin, mahvolduk!"

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri zamânında Bağdat'ta bir tâun hastalığı yayılmıştı.Her gün yüzlerce insan ölüyordu.Bağdat'ın ahâlisi muzdaripti.Çok üzülüyorlardı!Gavs-ül âzama geldiler."Efendim, bize bir yol gösterin, mahvolduk!" dediler.Büyük velî onları dinledi."Bu illetin şifâsı, medresemizin önündeki otlarda vardır" buyurdu.Gerçekten şifâ oldu o

"Niçin münâkaşa edersiniz"

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, bir gün bir yerden geçerken, iki kimseyi, münâkaşa ederken gördü.Biri Hristiyandı.Öteki Müslüman.Onlara sordu ki:"Niçin münâkaşa edersiniz"Müslüman arz etti ki:"Bu kimse, (Bizim peygamberimiz, sizinkinden üstündür) diyor. Ben ise (Bizim peygamberimiz daha üstündür) diyorum.Mübârek, Hristiyan olana sordu:"Sen, bu idd

"Rabbim beni o adamdan kurtardı!"

O devirde, Bağdat'ta bir kadın vardı ki, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini çok seviyor, darda kaldığı zamanlarda ondan imdât istiyordu.Ancak bir ahlâksız vardı.Âşıktı bu kadına.Onu, gizli gizli tâkip ediyor, nereye giderse peşinden gidiyordu. Bir gün uzun bir yola çıktı kadıncağız.O adam da arkasından...Kadın dağda giderken akşam oldu.Gecelemek üz

Bir seyahatte yaşanan garip hadise!

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini sevenlerden ilim ehli biri, bâzı talebesiyle bir yere gidiyordu.Derken siyah bir yılan gördü yerde.Bastonuyla vurup öldürdü!Ama kendisi gözden kayboldu.Talebeler onu göremeyip merak ettiler.Bir saat sonra tekrar geldiğinde;"Merak ettik hocam, ne oldu" dediler.Hocaları şöyle anlattı:Öldürdüğüm o yılan, cinmiş.Cinler

Yüzünü gören Allah'ı hatırlardı...

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, evliyanın en büyüklerindendir...Sözlerini yazmak için dört yüz kişi hazır bulunurdu.Katı kalpli biri onu görseydi kalbi yumuşardı.Yüzünü gören, Allah'ı hâtırlardı.Câmiye giderken, halk yollara dökülüp, yüzünü görmek için beklerlerdi.Dergâhında her gün binlerce kişi yemek yerdi. Bir hizmetçisi vardı.Her gün kapıya ç

"Sen bunun için yaratılmadın!"

HTTP1.1 200 OK date: Tue, 25 Oct 2022 23:31:02 GMT content-type: texthtml; charsetUTF-8 host: web2 access-control-allow-origin: content-encoding: gzip x-cacheable: YES x-rg: 01 age: 121 x-cache: HIT, 2 x-device: desktop vary: Accept-Encoding,User-Agent accept-ranges: bytes content-length: 7153 Abdüllatif Uyan yazdı: "Sen bunun için yaratılmadın!"

"Hak teâlâ, sana bir erkek evlât verecek!"

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, hem seyyiddir, hem de şerîf. Doksan bir yaşında vefat etti.Babası altmış yaşındaydı.Annesi de yaşlanmıştı.İkisi de evliyâdan olup Resûlullah'ın evlâtlarıydılar.Abdülkâdir henüz doğmamıştı.Bir gün önce, babası rüyâ gördü.Şöyle ki:Peygamber Efendimiz, kendisine;"Hak teâlâ, sana bir erkek evlât verecek. O, benim evlâdı