Abdülbaki Çimiç

Yeni Asya

Bediüzzaman'ın köyü Nurs - 1

Hâlihazırda Nurs köyü camisinde imamlık yapan Nurslu Abdurrezzak Dalar hocamıza Nurs'a üç kişi gelip iki veya üç gün kalacağımızı önceden söylemiştik.Muhterem hocamız memnuniyetle buyurun gelin demişti. İki arkadaş Diyarbakır'dan ben de İdil ilçesinden, Midyat ilçesinde buluşarak 3 Temmuz Perşembe günü Bediüzzaman Hazretlerinin doğduğu ve dokuz yaş

Hafâ türâbında kalmak...

Madem toprak kesâfeti itibariyle en câmi' masnuât-ı İlâhiyeye menşe ve medâr ise; aynen öylede kesâfetli olan nefs-i insâniye; sırr-ı câmiiyet itibâriyle, tezekkî etmek şartıyla bütün letâif-i insâniyenin fevkıne çıkabilir."Meselâ, hava âyinesinde, yalnız şemsin zayıf bir ziyâ'sı görünür. Su âyinesinde şems ziyâ'sıyla görünürse de elvân-ı seb'ası g

Asfiya, etkıya, ahfiya…

Asfiya, etkıya, ahfiya! Kimler bunlar Elbette 'Tabaka-i Ârifîn...' Yani hakikî Kur'ân şakirtleri. Allah'ın has ve hâlis kulları.Ebrar olanlar. Sâlih mü'minler. Allah'a itâatkâr kullar. "Bediüzzaman'da da asfiya, etkıya, ahfiya manaları cem olmuş. Âlem Bediüzzaman'ı asfiya cephesiyle tanıyor. Asfiyalar veraset-i nübüvvet naibleridir. Bu asırda asfiy

Havf-ı İlâhî

Havf, korkudur. Kim kimden havf edecek Elbette kul kuldan havf etmeyecek. Kul, Allah'tan havf edecek. Çünkü "Havf eden kurtuldu." Peygamber Efendimiz (asm) "Hikmetin başı Allah korkusudur"1 der. Rabbimiz de ayette "Allah'ın evliyalarına korku yoktur"2 buyurur.Hâlbuki Allah'ın evliyalarının korkudan ciğerleri patlıyor, ayakları yaralanıyor. Bu konud

Ruhta kemâlin tezahürü

Kalb, hayatın kaynağı ve makinesidir.Ruhun kalb içinde, ya da en evvel kalb ile taalluku olduğuna ve ruhun taayyünleri kalb olduğuna kail olup hüküm eden büyük ulemadan Fahreddin-i Razî'dir. Bediüzzaman da "Ruhun tekemmülâtına göre, merâtib-i muhabbet, merâtib-i esmâya göre inkişaf eder."1 demiştir. Sadâkat ruhun iksiridir. "Ruh ise, iman nuru ile

Kalp ve ilham

İlham, kelime manasıyla, "bir şeyi birden yutturmak" anlamındadır. Kalbe bir şeyin ilkâsı; 'kalbe feyiz yoluyla ilka' edilen mana demektir. İlham, belli bilgi vâsıtalarına başvurmadan Allah tarafından insanın kalbine veya zihnine indirilen manadır.Ya da feyiz yoluyla kalbe gelen mana, kalpte meydana gelen, delilsiz olarak anlaşılan ve insanı ibâdet

Akleden kalb

"Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, akledecek kalpleri, işitecek kulakları olsun (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri-sağduyuları) kör olur." Yukarıdaki ayet akleden kalbi açıkça ifade ediyor. Bediüzzaman da "Nur-u akıl kalbden gelir." "Ziya-yı kalbsiz olmaz nur-u fikir münevver." tesp

Ruhun anlama aleti: Akıl

Akıl bir alettir. Ruhun anlama aletidir. Bıçağın kesme aleti, metrenin ölçme aleti olduğu gibi. Hakkın hitâbını fehm için, bir alet, bir vasıtadır.Aynı zamanda akıl, düşünme, anlama, idrak etme kâbiliyetine sahiptir. "Akıl öyle tılsımlı bir anahtar olur ki, şu kâinatta olan nihayetsiz rahmet hazinelerini ve hikmet definelerini açar."1 Aklın, insanı

İslâmköy ve Demokrasi Külliyesi

2015 yılında Yeni Asya Vakfı Barla Sosyal Tesisleri'nde dört aile Risale-i Nur okuma programına katılmıştık. Son günümüzde İslâmköy'e ziyaretimiz olmuştu.Merhum Süleyman Demirel'in kabrini ve Demokrasi Külliyesi'ni de ziyaret etmiştik. Heyecanlıydık ve önce Çalcatepe kabir ziyaretini yaptık. Askerler nöbet tutuyor, görevliler de gerekli bilgiler ve

Manevî hastalıklarımız - Kapanması gereken kapılar -75

İşlenen günahlar, maddî hastalıktan daha musîbetli, manevî hastalıklardır.Bu manevî hastalıklar insanın ebedî hayatını zarar verme ihtimali çok büyüktür. Hususan bu asırda maddî hastalıklardan ziyade, manevî hastalıklar olan kebâir ve günahlar insanın kalbini ifsad eder. Hem "O fitneler nefisleri kendilerine çeker, meftun eder. İnsanlar ihtiyarları