'Othello' ya da 'Öteki' olma trajedisi: Robert Wilson büyüsü:

Robert Wilson tiyatro meraklılarına hiç yabancı değil. O bir tiyatro dehası. Tiyatro sanatına eşik atlatan "Sağır Adamın Bakışı" (1971) olsun; İstanbul tiyatro festivallerinde izlediğimiz "Persefone", "Denizden Gelen Kadın", "Ölüm-Yıkım-Detroit" oyunları olsun, (tamamlanamamış "İstanbul Projesi"ne rağmen), onu bizim izleyicimize çok sevdirdi. Geçen hafta WINPEACE (Kadın Barış Girimi) için 99 yaşındaki Margarita Papandreu'yu ziyarete gittiğimde Yunan Ulusal Operası'nda, Robert Wilson'un sahnelediği "Othello"nun oynadığını görünce bu fırsatı kaçıramazdım. KISKANÇLIK Othello'nun kıskançlığından önce kendi kıskançlığımı vurgulamalıyım: Atina'da beş yıl önce açılan, hem ulusal operayı, konser ve tiyatro salonlarını hem ulusal kütüphaneyi, muhteşem dev bir parkı, sayısız atölyeleri barındıran Sravros Niarchos Vakfı Kültür Merkezi'ni gezince, Mimar Renzo Piano'ya hayranlığım artmakla kalmadı, kıskançlıktan da deli oldum!!! (Bedri Baykam'ın "Erdoğan'ın Sarayı müze olmalı" önerisini destekliyor, iktidar değişince orası kültür merkezi olmalı diyorum.) Baden Baden Festivali'yle Sravros Niarchos Vakfı'nın ortak prodüksiyonu "Othello", Shakespeare'in metni, Verdi'nin müziği, Robert Wilson'un rejisi, sahne ve ışık düzenini buluştururken Yunan ulusal orkestra ve korosu genç şef Stathis Soulis'e teslim edilmiş; başroller uluslararası sanatçılardan seçilmişti. Tek dekor öğesi Desdamona'nın minicik yatağı. Her tür süsten, şatafattan, renkten arınmış bir saray. O kadar renksiz ki Othello bile beyaz. Ama duruşuyla edasıyla, sessizliğiyle, kıskançlıktan çıldırdıkça değişen tavrıyla yabancılığı daha da ortaya çıkıyor. Solistlerin de hareketsiz olduğu o bomboş sahnede, renk değiştiren, açılan, kapanan, daralan, genişleyen, labirente dönüşen saray duvarları... Ve: BAŞROL IŞIKTA VE MÜZİKTE Siyahla beyaz arasında değişen arkadaki fon perdenin