Semalarımızda bir yarasa uçak: ANKA-3

Gün geçmiyor ki savunma sanayii açısından son derece kritik gelişmeler yaşanmasın.

Geçtiğimiz gün Milli İnsansız Uçak Sistemi'ndeki (MİUS) yeni bir projeyi daha havada görme şansımız oldu. Bunun yanı sıra yine yerli üretim torpido sistemi AKYA çok başarılı bir atış gerçekleştirdi.

2024 yılı birçok savunma sanayii projesinin artık seri üretim yılı olacak ve insansız sitemler bunların içindeki en önemli yeri tutan projeler.

Türkiye insansız sistemlerde son derece güçlü bir eşiği çok başarılı ve çok süratli bir şekilde geride bıraktı. Yıllarca silahlı kullanılma seçeneği dahi olmayan sıradan insansız hava araçları için ABD Kongresi'nden onay bekledik. Hoş, hala F-16 konusu ABD Kongresi'nden onay bekliyor lakin Türkiye kendi acil ihtiyaçlarına yönelik çok önemli ve devrim niteliğinde üretimler gerçekleştiriyor.

ANKA-3 de bunlardan bir tanesi.

ANKA-3 aslında bundan önce seri olarak üretilmiş ANKA ve AKSUNGUR serisi SİHA sistemlerinin devamı niteliğinde. TUSAŞ bu üretim ile SİHA alanındaki portföyünün üzerine koyarak yol almaya devam ediyor.

ANKA-3 NEDEN ÖNEMLİ

ANKA-3 ile KIZILELMA, jet motorlu sistemler olduğu için sıklıkla KIZILELMA varsa ANKA-3'e ne gerek var, ANKA-3 varsa KIZILELMA neden üretildi gibi oldukça kafa bulandıran sualler ile karşılaşıyorum.

Öncelikle KIZILELMA gerek kanat yapısı gerekse de gövde yapısı ile insanlı uçak sistemlerine benzeyen bir yapıya sahip. Bu haliyle geleceğin hava muharebelerinde insanlı uçak sistemimiz KAAN ve F-16 uçaklarımızla birlikte kullanılacak. Dolayısıyla da gövde şekli daha yüksek ve zor manevralar yapacak şekilde tasarlanmış durumda. Taşıyacakları radar ve silah sistemleri temelinde benzerlikler taşısalar da KIZILELMA ileriki zamanlarda insanlı muharip uçak sistemlerinin yerini doldurmaya aday bir proje.

ANKA-3 ise delta kanat yapısı ve radar görünümü son derece düşük gövde komponentleri sayesinde düşman radarlarına görünmeden derinliklerde görev yapabilecek bir şekilde tasarlanmış.

Bu açıdan bakıldığında aslında her üretimin belli vazifeleri ifa etmek maksadıyla üretildiğini söyleyebiliriz.

ANKA-3 sistemini dün semalarımızda gördüğümde yine bir delta kanatlı proje olan nEUROn isimli Fransız projesine katılmak için istekli olduğunu fakat Fransa tarafından bu projeye Türkiye'nin nasıl sokulmadığını hatırladım.