Yetenekli Kalemler

Türkiye

Yanlış yapma hakkı: İnsan olmanın özeti

Merhabalar Sevgili okuyucularımız: Hayatımızda yanlış yapmaktan hem çekinir hem de korkarız. Oysa yanlış yapmak da insan olmanın en doğal hâlidir. İnsan, yanlışlarıyla büyür, olgunlaşır ve kendini tanır. Hata yapmak zayıflık gibi görülse de insanlar toplum içinde mükemmel görünmek için çabalamakta. Bu durum, yanlış yapmanın getirdiği öğrenme fırsat

Nasrettin Hoca'dan ders almak

Bir gün Nasrettin Hoca rahmetli, eşeğine binerken dengeyi ayarlayamamış yere yuvarlanmış. Ne yapsın Hoca, çevreye madara olacak... "Ah ihtiyarlık ah" demiş. Sonra yavaşça ayağa kalkarken şöyle bakmış ki kimse yok. Mırıldanmış:"Ben senin gençliğini de bilirim..."Hoca'nın eşeğine binemeyip düştüğü fıkrasını konumuza göre irdelersek Hoca düştüğünü açı

Güvenmiyor musun

Alışkanlıklarınız vardır bilirsiniz. Örnek olarak masanızın üzerinde kendinize bir bardağınız vardır. Çay içerken, su içerken vb. kullanırsınız. "Niçin özel bardak" denilse bir anda cevap bile veremezsiniz. Alışkanlık deseniz tam oturmaz, hatıradır deseniz tam oturmaz.Kimi vardır bu alışkanlığın saçma olduğunu düşünür. Kimi vardır kafasında "bardak

Öyle yaparsam oyun biter

Etkili dinleme, kişinin bilgi edinme, sorun çözme, öğrenme gayreti içinde olma hâlidir. Dinlemede en önemli şey o anki ruh hâlimizdir. Yaşantımızda bizi meşgul eden çok şey vardır. Yapılan rutin işler ve alışkanlıklar gibi. En büyük hatalarımızdan biri de dinliyor gibi görünüp dinlememektir. Konuşan kişi er geç bunun farkına varacaktır ve rahatsız

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli

Kendini beğenmeyip batıya özenen Tanzimat aydınlarının hâlleri susadıkça tuzlu su içen insanın hâlini andırıyor. Kendileri gibi, milletin evlatlarını da felakete sürüklemekten geri durmuyorlar. Artık bu kendini kaybetmiş zümreyi ciddiye almadan yolumuza bakmak zorundayız. Aksi hâlde son pişmanlık fayda vermeyecektir.Uzun zamandır, neredeyse bir ası

Kendini beğenmeme hastalığı

Tam iki asırdır kendimizden kaçıyoruz. Tam iki asırdır kültürel estetik operasyonlar geçiriyoruz. Bir afeti devran sanarak peşine düştüğümüz Batı'nın kültür medeniyeti potasında eriyerek tükenme noktasına geldik. Artık o eski hâlimizden eser yok şimdi. Hiçbir taklit aslının yerini tutamadığı gibi, hiçbir taklitçi de aslını muhafaza edemez. İşin gar

Gökteki yıldızlar

İslam kültüründe gökteki yıldızlar denince hatırlara Eshâb-ı kirâm efendilerimiz gelir. Onlar için bu tabiri Peygamber Efendimiz kullanmıştır. Bir hadis-i şeriflerinde "Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz" buyurmuşlardır. Bu hadis-i şerif, Eshâb-ı kirâmın Müslümanlar ve tabii ki bütün insanlar için ne ifade

En çok çocuklar zarar görüyor

Mutlu evliliğin anahtarı normal bir kişiliğe sahip olmak değil. Uyuşacağınız birini bulmaktır "Dünyanın en mutlu insanı kim" diye sorsalar "eş seçimini doğru yapanlar" derim. Çünkü hayatımızın ilerideki en can alıcı noktası eş seçimidir. Yaşayacağımız tüm olaylar bu seçimle şekillenir. Eğer hakkımı yanlış kişiden yana kullanmışsam bedeli çok ağır o

İçimde bir umut filizleniyor...

Bir başörtüden, pardösüden çok daha fazlası benim için tesettür. Onu sadece bir kumaş parçasına indirgeyemem. O bir teslimiyet, bir saklanma, korunma şekli bana göre. Tesettür sadece dışarıya karşı bir duruş değil. Kendime bir söz gibi aslında:"Sen Rabbine yakın olmak istiyorsun, onun emirlerine uyup haramlardan sakınıp rızasına kavuşmak istiyorsun

Yürüse yarım, dursa tam...

Her gün birbirimize mektup yazarak başlıyoruz güne artık. Kâğıt ve kalemin vefakârlığı, mürekkebin hususiyeti kalmadı elimizde... Mürekkep lekesini silmeden iş görenlerin samimiyeti hayallerde hayat buluyor, hâlbuki bir masal gibi dilden dile anlatılmakta bilenlerceEvde bir daktilo olması ne güzeldir. El yazısından sonra köşeli metal harflerin haya