Bâtılı tasvir etmeden tahlil eden eserler

Risâle-i Nur'un neşrettiği hakikatleri daha derinden kavrama ihtiyacı gün geçtikçe daha da kendini hissettiriyor.Hadiselerin boğuculuğu, günahların cazibedarlığı, manevî hastalıkların kalpleri yaralaması, insanın iman dairesinden, kulluktan ve hatta insaniyetten hızla uzaklaşmasını netice veriyor. İnsan, böyle bir zamanda aklının, kalbinin ve zevklerinin selimiyetini kaybediyor. Sarsıcı hadiseler karşısında olması gereken duruşunu bilemiyor; neye, ne kadar tepki vereceğini, muhabbetin ölçüsünü, dünyalıkların kalbindeki hak ettiği yeri belirleyememesi gibi nice mütehayyir, şaşkın, öngörüsüz tavırlar ile ruhlar, akıl ve kalpler yaralanıyor. İşte, böyle bir asırda insan, insanlıktan çıkma ile insan olma yol ayırımına geliyor. Kendisine rehber olacak, ışık tutacak, onu tekrar insan yapacak, iman kazandıracak, mevcut imanı tahkikleştirecek, hadiselerin mülk ve melekût cihetlerini okutacak, enfüsî tefekkür yaptıracak, aklını ve kalbini dağıtıp divane ve manevî dinsiz olmasını engelleyecek hakikatlere ihtiyaç duyuyor. Zira hakikî insan olmak, ancak İslâmiyeti yaşamakla mümkündür. Bu yüzden iyi bir insan olmak, iyi bir kul olmak, iyi bir ümmet ve iyi bir talebe olmak için bu asrın Kur'ân kaynaklı Risâle-i Nur eserlerini ciddiyetle okumak, derinleşmek, kelimelerin ve kavramların dünyasına nüfuz etmek gerekiyor. Risâle-i Nur eserlerinden tam istifade etmek için, okurken hem sistematik bir analize tabi tutmak, hem hakikatleri derin boyutlarıyla kavramak, hem de günümüz hadiselerine bakan veçhelerini gün yüzüne çıkarmak lâzımdır. Risale-i Nur Talebelerinin Risale-i Nur'daki Kur'ânî ve Nebevî ölçüleri, halihazırdaki güncel konulara tatbik ederek çalışmalar yapması elzemdir. Nitekim Eski Said Dönemi Eserleri incelendiğinde, Bediüzzaman'ın, yaşadığı dönemin hâkim düşünce akımlarına ilgisiz kalmadığı gibi bilâkis dikkatle ele aldığını görürüz. Bu hâkim düşünce akımlarını tarif ve tasvir etmeden tahlil eden derslerini bu gözle bir daha okumak gerekir. İnsanlığı kasıp kavuran izmleri, felsefeleri öğrendiğinizde Bediüzzaman'ın bunlardan haberdar olarak ve üstelik bunların felsefelerini satır aralarında nasıl çürüttüğüne şahit oldukça Risale-i Nur'un nasıl bir tefsir olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Meselâ Bediüzzaman'ın Modernizmin temelini oluşturan "Aydınlanma" felsefesinden haberdar olduğunu ve bu felsefeye karşı batılı tasvir etmeden nasıl tahlil ettiğini Mesnevî-i Nuriye adlı eserinde görüyorsunuz. ".. o intibah intibah değilmiş, ancak uykunun en derin kuyusunda bulunmaktan ibaretmiş. Binaenaleyh medenilerin iftihar ile dem vurdukları tenevvür-ü intibahları, benim gençlik zamanımdaki intibah kabilesinden olsa gerektir. Onların misali rüyasında güya uyanıp, rüyasını halka hikâye eden naim meselidir. Halbuki rüyasında, onun o intibahı uykunun hafif perdesinden derin ve