Haklarını bilmeyen kadınların günü

Evde ücretsiz ne iş olsa yapan 7x24 çalışan annesinden, köyde tarlada bahçede ahırda iş yapan ninesinden ya da akrabalarından hizmet aldığında memnun olan ancak onları hakları aranacak kadınlardan saymayanların bültenleri bunlar.Sanki dünyada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla açıklama yapmayanı dövüyorlar.Her sene aynı açıklamalar, aynı cümleler, aynı sözler, aynı iddialar, aynı sorunlar, aynı çözümler.Dünya değişiyor ama bunlar değişmiyor.Aslında bugünü dünya kadınlar günü değil, erkeklerin kadın haklarını savunduklarını ilan etme ve bunu da çalışan kadınların onaylama günü olarak değiştirmek lazım.Çünkü olan şey tam da bu.Bülten yayınlayan sivil toplum kurumlarında şöyle bir algı var.Sanki acele ile yazılmış ya da önceki senenin aynı bülteni arşivden alınmış ve yeniden dolaşıma sokulmuş.Rutine bağlanmış temenniler, içinde ne kast edildiği belli olmayan şaibeli, muğlak, soyut ve soğuk ifadeler.Hemen hemen kadın ya da erkek egemen derneklerin tamamında verilen mesajlar kelimesi kelimesine aynı.Hepsi de sanki tek bir merkezden çıkmış gibiler.Ünlü girişimci kadın derneklerinden birinin dünkü bülteninde şunlar vardı;"Bugün Türkiye'nin 32 milyon 383 bin kişilik çalışma yaşındaki kadın nüfusunun sadece 11 milyon 79 bini işgücüne dâhil.Son 18 yılda kadın nüfusunda 25 artış olmasına rağmen, çalışma çağındaki kadınların işgücüne katılma oranı yalnızca 3 arttı.Kadın istihdam oranı 29,4 düzeyinde.Her üç kadından ikisi işsiz.Pandemi döneminde büyük mücadele veren kadın girişimciler ise hâlâ ülkemizdeki girişimcilerin sadece 14'ünü oluşturuyor."Yani "Biz sadece ev dışında ücretli çalışan kadınları çalışan kadın olarak görüyoruz" diyorlar.Ev hanımları, köyde çalışan kadınlar maraba.Onlara göre bunlardan girişimci de olmaz!Anneler ve köylü kadınlar daha bültenlere bile giremiyorlar hemcinsleri tarafından.Yine ünlü büyük işadamı derneklerinden birinin bülteninde de şunlar vardı dün; "Toplumsal cinsiyet eşitliği, en başta bir insan hakları meselesidir.(Bu eşitlikten ne kast edildiğini sanırım bu ifadeyi kullananlar da bilmiyor. Ağıza hoş geldiği için kullandıklarını düşünüyorum)Geleceği, kadınların her alanda eşitliğini esas alan bir anlayışla inşa etmek zorundayız. Bu anlayışın temelinde de kadın ve erkeğin hak, özgürlük, fırsat ve temsilde eşitliğini sağlamak ve kadına yönelik şiddeti kesinlikle ortadan kaldırmak olmalı. Çabalarımızı, "İstanbul Sözleşmesi" ile güvence altına almak vazgeçilmez bir unsurdur.(Bu da moda olan ve içeriği soyut olan meşhur söylemlerden biri. Ben de çağdaşım ve kadın haklarından yanayım demenin sosyetik tarzı)"Bu derneğe üye yüzlerce şirketin sahipleri ve yöneticileri işyerlerindeki binlerce çalışan kadının bir anne olduğunu, işten geldiklerinde evlerinde de kendilerini bir ton iş beklediğini, o yüzden de evli ve çocuklu kadınlara işyerinde kolaylıklar