Aşırı zenginlik aşırı yoksulluğun sebebidir

Kovid-19 salgını ekonomik adaletsizliği ve gelir dağılımındaki uçurumu o kadar derinleştirdi ki bugün iki binden fazla milyarderden oluşan küçük bir grup bin yıllık bir zamanda bile harcayabileceklerinden daha çok servete sahip.Aynı dünyada ve aynı zaman diliminde nüfusun neredeyse yarısı karnını zor doyuruyor.Salgınla katlanılamaz hale gelen küresel ekonomik düzenle birlikte ortaya çıkan çok net bir gerçek var o da şu: İnsanlar daha iyi bir dünya talep ediyorlar ve bunun mümkün olduğunu biliyorlar.Bu görüş, statükoyu temsil edenler de dahil olmak üzere dünya çapındaki nüfuzlu kişiler ve kurumlar tarafından da kabul ediliyor.Dünya Ekonomik Forumu başkanı Klaus Schwab, "Covid-19 sonrası dönemde neoliberalizmden uzaklaşmalıyız" diyerek "neoliberal ideolojiye" meydan okumuştu.IMF bile artık kemer sıkma politikalarına geri dönüş olmaması gerektiğini söyledi ve artan oranlı vergilendirme sistemine geçilmesi için çağrı yaptı.İş dünyasının en etkili ekonomi gazetelerinden biri olan Financial Times "radikal reformlar" yapılması çağrısında bulundu ve yeniden bölüşüm, temel gelir ve servet vergisi önerdi.Yani herkes bu zulmün devam etmesi halinde aşağıda yanan ateşin yukarıları da yakacağının farkında.2021 yılı raporunu hazırlayan Oxfam'ın daha iyi bir dünya kurma amacı doğrultusunda önerdiği beş adımın karar vericiler tarafından ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum:1. Gerçekten önemli olanı hesaba katan ve daha eşit bir dünyaGayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) odaklanmanın ötesine geçmeli ve gerçekten önemli olana değer vermeye başlamalıdırlar. Eşitsizlikle mücadele, ekonomik kurtarma ve iyileşme çabalarının merkezinde olmalıdır.Dünya Bankası'nın tahminlerine göre, ülkeler eşitsizliğin azaltılması için şimdi harekete geçerlerse, küresel yoksulluk seviyeleri, on yıldan uzun bir sürede değil, 3 yılda koronavirüs öncesi seviyesine dönebilir.2. İnsanları önemseyen insani ekonomilerin olduğu bir dünyaHükümetler, eski vahşi ve sürdürülebilirlikten uzak kemer sıkma politikası reçetelerini reddetmeli ve servetin, toplumsal cinsiyetin ya da ırkın insanların sağlığını veya eğitimini belirlemeyeceğinin teminatını vermelidir.Bunun yerine, ücretsiz evrensel sağlık hizmetlerine, eğitime, bakım hizmetlerine ve diğer kamu hizmetlere yatırım yapmalıdır.Evrensel kamusal hizmetler, özgür ve adil toplumların temelidir ve eşitsizliğin azaltılması için emsalsiz bir güce sahiptir.3. Sömürünün olmadığı ve gelir güvenliğinin olduğu bir dünyaEvvela eşitsizliğin oluşmasının önüne geçilmelidir. Bu amaçla şirketler zengin hissedarlara her zamankinden daha fazla ücret ödemek yerine topluma öncelik verecek şekilde yeniden tasarlanmalıdır.Herkesin geliri teminat altına alınmalıdır ve ücretlerde üst sınır uygulaması başlatılabilir.Milyarderler ekonomik