Dip

Güzel konuşmak artık bir meziyet değil. Meziyet konuştuğunun arkasında durmak ama moda olan bu da değil. Moda, güzel cümleler kurup insanları etkilemek ve beğenilmek.Sosyal medyada bu alanda milyonlarca yetenekli insan mevcut. Söylenenlerin binde biri gerçekleşse dünya güzelleşecek ama ona vakit yok.Aynaya bakan da yok.Herkes başkasına konuşuyor, herkes başkalarına akıl veriyor.Büyük adamlar da küçükler de aynı rüzgârın etkisinde.Lafla peynir gemisini yürütmek ve başarmak bu yüzyılın modası.Pandemiden daha tehlikeli bir salgın bu.Yalnız bu öldürmüyor, süründürüyor.Mesele büyük adamlardan biri şöyle konuşuyor bir konferansta; "Adil bölüşemediğimiz her şey, sürdürülebilir geleceğimizin önünde bir engel olarak duruyor. Yapay zeka, bozulan küresel çevre dengelerinin insanlığı mecbur kıldığı 'sürdürülebilirlik' çalışmaları, evlerimize kadar giren robotik cihazlar, birbiri ile konuşan makineler ve daha nicesi hayatımızı şekillendiriyor.Bu değişim rüzgârına, birey ve kurumlar olarak, dönüşmeden karşı duramayız.""Bunun için ne yapıyorsun" diye sorsan muhtemelen verecek cevabı yok. Çünkü durum ortada.Başka ünlü bir isim de şöyle akıl veriyor dinleyen iş adamlarına; "Toplumların refahının en önemli belirleyicileri maddi olmayan kaynaklarıdır. Hedefimiz sadece zenginlik değil; gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye'yi hep birlikte inşa etmek.Gelecek, ancak hiç kimseyi geride bırakmadan inşa edilirse ortak bir gelecek olarak anlam bulur.Bunun için toplumsal dayanışmaya ve iş birliğine ihtiyaç var.Nitekim bugün dünyada karşı karşıya olduğumuz krizler çok katmanlı, çetrefilli ve kimsenin tek başına çözüm bulamayacağı konular.'2030 yılında hayal ettiğimiz dünyaya ulaşabilmek için neye ihtiyacımız var' sorusunun yanıtı, yine 'Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın içinde; 17. Amaç ise, daha iyi bir dünyaya açılan kapının anahtarının iş birliğinde saklı."Ne güzel bir konuşma değil mi.Herkes bu yazının altına imzasını atar."Peki bu amaçları gerçekleştirmek, dünyayı yaşanabilir hale getirmek için ne yapıyorsunuz" diye sorsan, cevabı yok.Hiçbir şey yapmıyorlar.Yapsalar söylerler zaten.Devir, yaptığını pazarlama, satma ve beğenilme devri çünkü.Güzel ve çarpıcı konuşmalarıyla akıl satan Nobel ödüllü uluslararası bir ekonomist de kendisini dinleyen iş dünyasının temsilcilerine küresel perişanlığı şu sözlerle dile getiriyor;"Pandemi artık sonu gelmeyen bir endemiye dönüştü. İnsanlar bununla yaşamaya alıştı. Ancak süreç, küresel anlamda ekonomik, sağlık, tedarik zincirleri ve daha birçok alanda büyük yıkımlara neden oldu.Pandeminin ekonomi üzerindeki etkisinin sonuna gelmedik.Pandeminin en korkunç etkisi geride kalmış gibi gözükse de