Sıkıntının, sabretmekten başka reçetesi yoktur!

"Ey kardeşlerim! Bize gelen bu belâ ve sıkıntıların Allahü teâlânın takdîri ile olduğunu bilelim..." Ahmed Yekdest Cüryânî hazretleri Muhammed Ma'sûm hazretlerinin yetiştirdiği yedi bin mürşid-i kâmilden biridir. 1707'de Mekke'de vefât etti. İlk tahsîlini babası Halil Efendi ile mahallindeki âlimlerden aldı. 1658 (H.1069) senesinde ticâret için Cüryân'dan Hindistan'a gidiyordu. Yolda çoluk-çocuğunun tâûn hastalığından vefât ettiklerini haber aldı. Bu acı haberin etkisinde iken kervan eşkıyâ baskınına uğradı. Şakîler kervandakilerin bütün mallarını aldılar. Ahmed Cüryânî'nin mallarını aldıktan sonra sol elini bileğinden kestiler. Kendisine bu sebeple "Yekdest", (tek elli) denildi... Ahmed Cüryânî bütün bu sıkıntılara rağmen Rabbini zikrediyor ve sabrediyordu. Kervandakiler ondaki bu hâllere şaşıp; "Çocukların öldü. Malın mülkün gitti. Kolun kesildi. Buna rağmen sesin çıkmıyor!" dediklerinde, cevâben buyurdu ki: "Ey kardeşlerim! Bize gelen bu belâ ve sıkıntıların Allahü teâlânın takdîri ile olduğunu bilelim. Nitekim Allahü teâlâ Hadîd sûresi yirmi ikinci âyetinde meâlen bunu bildirmekte ve; (Ne yerde ve ne de nefislerinizde bir musîbet başa gelmez ki, biz onu yaratmazdan önce, o bir kitapta levh-il mahfûz yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır) buyurmaktadır. Bu îtibârla dünyânın esâsı mihnet, sıkıntı üzere kurulmuştur. Sıkıntının ise sabretmekten başka reçetesi, katlanmaktan başka kurtuluş yolu yoktur... Şu üç sabır çok sevgilidir. Bunlar; tâatte, hakka kullukta, günah işlememekte, belâ ve mihnet ânında sabırdır." Ahmed Yekdest'e bu sabrı sebebiyle o gece rüyâsında Serhend'e gitmesi tavsiye olundu.