Sabır, nefsânî arzuları terk etmektir!..

Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ey îmân edenler! Din uğrundaki eziyetlere sabredin!.." Yazıcızâde Ahmed-i Bîcân Osmanlı evliyasındandır. 1455 (H.859)'da Gelibolu'da vefât etti. Küçük yaşta ilim tahsîline başladı. Zâhirî ilimlerdeki tahsîlini tamamladıktan sonra ağabeyi ile birlikte kendilerini irşâd edecek bir evliyâ arıyorlardı. Bu sırada Hâcı Bayram-ı Velî hazretleri misafir olduğu Edirne'den ayrılarak Ankara'ya gitmek için yola çıkmıştı. Gelibolu'ya vardıklarında, Hâcı Bayram-ı Velî odasında dinlendiği sırada, huzûruna girmek için Mehmed ve Ahmed Bîcan kardeşler izin istediler ve içeri girip selâm verdiler. Kendilerini tanıtmak istediklerinde Hâcı Bayram-ı Velî; "Biz sevdiklerimizi daha iyi tanırız" dedi. Onlara muhabbet nazarları ile bakıp duâ etti, sonra; "Yağ ve kandil hazırmış, bize yalnız kibriti yakmak kalmış" buyurdu. Ahmed-i Bîcân ve ağabeyi, Hâcı Bayram-ı Velî hazretlerinin huzûrunda mânevî ilimlerde yükseldikten sonra Bayramiye tarîkatına göre insanları terbiye etmeye başladılar. Talebelerine bir sohbet esnasında buyurdu ki: Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "Ey îmân edenler! Din uğrundaki eziyetlere sabredin ve düşmanlarınızla olan savaşlarda üstün gelmek için sabır yarışı yapın. Sınır boylarında cihad için nöbet bekleşin ve Allah'tan korkun ki, felah bulasınız." (Âl-i İmrân sûresi: 200) "Sabrediniz" buyurması, belâlara sabretmeye işârettir. Bu, halk yâni avam içindir. "Nöbet bekleşin" buyurması, günah işlemeyi terk etmeye işârettir. Bu, havâs içindir. "Sabır yarışı yapınız"