"İnsanı dalâletten âlimler kurtarır..."

Dînimiz ilme kıymet vermeyi ve Allah yolunda olanlarla berâber bulunmayı emretmektedir. Aziz Nesefî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Mâverâünnehir bölgesinde Nesef şehrinde doğdu. 1300 (H.700) yılında vefât etti. Küçük yaşta ilim tahsîline başladı. Bu arada tasavvuf âlimlerinin sohbetlerinde bulundu. Horasan'a da ilim öğrenmek için giden Aziz Nesefî, bölgenin Moğol işgâline uğraması üzerine buradan ayrıldı ve çeşitli beldeleri dolaştı. Bu arada büyük velî Sâdeddîn-i Hammûî'ye talebe olmakla şereflendi. Aziz Nesefî, hocasından icâzet aldıktan sonra tesirli vaaz ve nasîhatlar yapardı. Vaazlarında buyurdu ki: "Her kim şunlara uyarsa kâmil bir Müslüman olur: 1) Helal lokma, 2) Doğru söz, 3) Doğru iş, 4) Evliyânın sohbetinde bulunmak, 5) Allahü teâlânın varlığını birliğini tasdik etmek, 6) Allahü teâlâya karşı kulluk vazîfelerini yerine getirmek, 7) Kimseye eziyet vermemek, 8) Herkese rahatlık vermek, 9) İlim öğrenmek." "Hakîkat ehlinin alâmeti şunlardır: 1) Allahü teâlânın rızâsına kavuşmuşlardır. 2) İnsanlarla sulh üzeredirler. Kimseye düşmanlık etmezler. İnsanları severler. 3) Halka şefkat üzeredirler. Şefkatin aslı halka nasîhat etmek, onlara doğru yolu göstermektir. 4) Halka karşı tevâzu ve edeb gösterirler. 5) Tevekkül sâhibidirler. Sabır ve tahammülleri fazladır. 6) Tamâhı, nefsin arzu ve isteklerini terk etmiş, kanâat sâhibidirler. 7) Allahü teâlânın verdiğine şükrederler. 8) İnsanlara rahatlık ve ferahlık verirler." "İyi bil ki, insanı dalâletten, kötü yoldan ilim ve âlimler kurtarır. Rehber olmadan doğru yola kavuşulamaz. Bunun için,