"İbâdete zarar gelmemesi için ilim talep ediniz!.."

Bir iş, ancak emrolunduğu şekilde yapılırsa, ibâdet olur. Bu da ancak ilimle bilinir... Kutbüddîn-i İsfehbezî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî'nin üç büyük talebesinden biridir. İran'da İsfehan'da doğdu ve orada ilim tahsil etti. Mısır'a gitti ve Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî hazretlerinin sohbet ve hizmeti ile şereflenerek, tasavvufta yetişti. Hocasının vefâtından sonra oralarda duramayıp, Mekke-i mükerremeye yerleşti. 1361 (H.763)'de orada vefât etti. Kendisinden nasîhat isteyenlere buyurdu ki: "İlmi, ibâdete zarar gelmemesi için talep ediniz. İbâdeti de, ilme zarar gelmemesi için isteyiniz. Kulun hakkı, ancak bu ikisiyle meşgûl olmasıdır. Akıllı kimse, îmânını korumak için, Allahü teâlânın emir ve yasaklarında gevşeklik göstermez ve sâlih amellerde kusur etmez. Allahü teâlânın, müminlerin kalplerine verdiği îmân, tabîat ve hevâ zulmetiyle perdelenmiştir. Bunun açılması için perdeleri ortadan kaldıracak şeye ihtiyaç vardır. Allahü teâlâ, sâlih amellerle îmânı kuvvetlendirmek için, emir ve yasak, vaat ve vaîdlerde bulunmuştur. Kökü, yakîn toprağında bitmeyen, dalları amellerle meydana gelmeyen her îmân, Azrail aleyhisselâm canı almaya geldiği zamandaki şiddetli korkular karşısında sâbit kalamaz. Böyle kişinin, sonunda îmânsız ölmesinden korkulur. Bu da ancak son nefeste ve ölüm korkuları zuhûr ettiği zaman belli olan bir durumdur. Bu hâl meydana geldiğinde, çok az insan îmânında sebât eder. Onun için akıllı kimsenin, sâlih amellerin faydasına kavuşması, Ehl-i sünnet îtikâdında olması lâzımdır. Güzel ahlâk sâhibi olmalıdır. Farzlar, sünnetleri