Allahü teâlâ ilmi şerefli kıldı...

"İlim, şerefli olanın şerefini arttırır. Köleyi, meliklerin, sultanların makamlarına yükseltir"

Ebû Ertât Nehaî hazretleri tebe-i tâbiînden olup hadis âlimidir. Küçük yaşta fıkıh öğrendi ve iyi yetiştiği için yirmi altı yaşlarında Kûfe'de fetva vermeye başladı. "Büyük fakih", "Irak müftüsü" gibi unvanlarla anıldı. Kabiliyeti ve zekâsı sebebiyle Abbasî Halifesi Ebû Ca'fer Mansûr onu yanına aldı. Ebû Ertât 145 (m. 762)'de Bağdad'da vefat etti. Buyurdu ki:

Allahü teâlâ ilmi şerefli kıldı. Onu başka şeylere üstün kıldı. İlim sahiplerini övdü ve onların derecelerini yükseltti. Bunun böyle olduğuna dâir naklî ve aklî delîller şöyledir:

Naklî delîller:"Allahü teâlâ, kendinden başka ilâh olmadığını, adâleti yerine getirerek (delîllerle)beyân eyledi. Melekler ve âlimler de buna imân ettiler."(Âl-i İmrân-18) meâlindeki âyet-i kerîmesinde, Allahü teâlâ, önce yüce zâtıyla başladığı şehâdette, ikinci derecede melekleri, üçüncü derecede olarak da ilim ehlini zikretmiştir."Allah, içinizden îmân edenleri yüceltir. Bunlardan kendilerine ilim verilenler için ise,(Cennette)dereceler vardır."(Mücâdele-11) meâlindeki âyet-i kerîmenin tefsîrinde İbn-i Abbâs (radıyallahü anh) buyuruyor ki:"Âlimler ile câhiller arasında, yediyüz derece fark vardır. Her derecenin arası da, beşyüz senelik yol kadardır."

Hazreti Hasen,"Yâ Rabbî! Dünyâda ve âhirette bize iyilikler ver, bizi nârın(ateşin)azâbından koru."(Bekâra-201) meâlindeki âyet-i kerîmesinin tefsîrinde: "Dünyâdaki hasene (iyilik) ilim ve ibâdet, âhıretteki ise Cennettir" buyurdu. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen;"De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu"(Zümer-9),"Kulları arasında, Allahü teâlâdan en çok korkanlar âlimlerdir"buyurdu (Fâtır-28).