Ezan, İslâm dîninin şiârındandır...

Ezan-ı Muhammedî, yâni sünnete uygun okunan ezan büyük bir nîmettir. Zeynüddîn Echûrî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. Mısır'da yaşadı. 950 (m. 1553) senesinde vefât etti. Birçok âlimden ilim tahsil etti. Hocaları ona, fetvâ vermesi ve ders okutması husûslarında icâzet verdiler. Mısır'da müderrislik yaptı. Buyurdu ki: Ezan-ı Muhammedî, yâni sünnete uygun okunan ezan büyük bir nîmettir. Tâzîm edilmesi lâzım gelen büyük lutf-i ilâhîdir. Ezan, İslâm dîninin doğuşunda yoktu. Eshâb-ı Güzîn dediler ki: "Yâ Resûlallah! Namaz vakitlerini bize bildirmek için bir şey olsa!" O gece Eshâbdan Bilâl Habeşî "radıyallahü anh" rüyâsında gördü ki, gökten iki kişi inip abdest aldılar. Biri ezan okudu ve kamet getirdi ve biri de imam oldu. Namaz kıldılar. Ondan sonra da, göklere doğru yükselip gittiler. Resûl-i ekrem efendimize bu rüyâyı nakleylediler. Peygamber efendimiz de (O gördüğün melek ne dedi) diye sorunca hazreti Bilâl de cevaben (O melek, iki elini kulağına koyup Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber, eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü enne Muhammeden resûlullah, eşhedü enne Muhammeden resûlullah, hayyealessalâh, hayyealessalâh, hayyealelfelâh, hayyealelfelâh, Allahü ekber, Allahü ekber, lâ ilâhe illallah) dedi. Hazreti Ömer de "radıyallahü anh" (Ben de, bu gece rüyâmda böyle gördüm) dedi. Eshâbdan bu rüyâyı görüp haber verenler oldu. Resûl-i ekrem buyurdu ki: (O gördüğünüz kardeşim Cebrâîldir. Namazın vakitlerini öğretti. Diğeri