Türkiye Yüzyılı

CUMHURİYETİMİZİN 99. yılında Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin bir yıl sonra gerçekleştireceğini ifade ettiği 100. yıl vizyonunu kamuoyuna duyurdu. Detaylarının sonraya bırakıldığı bu açıklama ve hedeflerin asil milletimize hayır getirmesini diliyorum. Yetişme tarzımız ve hayat anlayışımıza göre memleketimiz hayrına faydalı bir iş yapılır ise mutlu olur gerisini "teferruat" sayarız. Hatta; sadece mutlu olmakla kalmaz branşımız, ihtisas konumuz ya da bildiğimiz hususlarda tavsiyelerde bulunur, destek veririz. Bu bakış açısından hareketle bugün yazımızın konusu "Beden Eğitimi Öğretmenlerimizdir". Bakınız bu konuda iddia sahibi olduğumuz için mütevazı olmayız, olamayız. Zira yıllardır ülkemizde Beden Eğitimi öğretmenlerinin "istihdamı" açısından ciddi bir hata yapıldığına eminiz. Bu ciddi hata o kadar bariz ve o denli net ki; onu vurgulamak için birtakım süslemeler ile renkli ifadelere de ihtiyaç yoktur. Şimdi eğitimde böyle hataların yaşandığı ülkemizde, 100. yıl vizyonu tanıtımında ifade edilen yeni bir "spor politikası" uygulanacağına inanmamız isteniyorsa, önce 20 yıldır ihmal edilen ilkokullarda Beden Eğitimi derslerinin "branş öğretmenleri" tarafından verilmesi sağlanmalıdır. Türk sporunu bulunduğu çukurdan çıkaracak en önemli adımın bu olduğuna emin olabilirsiniz. Neden mi Gerekçemiz çok açık... Türkiye'de "yeteneklerin" tespiti, ya da "yıldız sporcu" yetiştirilmesinin başlangıcı ilkokul, yaş aralığı ise 6-14'tür. Bizde bu dönem eğitiminde Beden Eğitimcilerin olmayışı, fırsatın kaçırılmasının ana nedenidir. Bunun görmezden gelinmesi inanılır gibi değil. Sporda ya da sanatta yeteneğin ilk tespit edilmesi gereken yer okullar ve belli bir yaş aralığı değil midir Okul denilince de akla okul öncesi eğitimden sonra, 444 sisteminin ilk periyodu "ilköğretim gelmez mi" Yaş hesap edildiğinde ise bilimsel veriler 6-10 yaş aralığını işaret