Başkana mesaj!

5 Kasım cumartesi günü Fenerbahçe Yüksek Divan Toplantısı yapıldı. Arzu etmeme rağmen şehir dışında olduğum için iştirak edemediğim bu toplantıyı anbean takip ettim. Takip ettim, çünkü an itibari ile Türkiye'de ve Avrupa'da grubunda lider olan Fenerbahçe'nin bu "liderlik hikayesi" dışında öncüsü olacağı bir "istikbal projesinin" de ayak seslerini hem beklemekte hem de duymaktaydım. Fenerbahçe Spor Kulübü Maltepe ilçe sınırları içinde 125.000 metrekarelik bir arazinin kullanım hakkını aldı. Mülkiyeti Millî Savunma Bakanlığı'na ait bu arazinin Fenerbahçe'ye tahsisini elbette çok kıymetli buluyorum. Öyle ya, Allah muhafaza ya özelleştirme adı altında satılsaydı veya millet parkı yapılması gibi "bedava bir iş" ile heba edilseydi daha mı iyi olurdu Elbette hayır. Daha önce uzun bir kulüpçülük deneyimi yok, ekibi de camiaya uzak denilirken Fenerbahçe yönetimine gelen Sayın Ali Koç ve ekibi camia ile uyum dönemini tamamladı. Benim gördüğüm budur. Şimdi kendisinin de ifade ettiği gibi, Fenerbahçe hem içeride hem dışarıda lider. Yeter mi Tabii ki yetmez. Fenerbahçe Başkanı'nın; Türk futbolunun temel taşlarının sağlam döşeneceği gibi bir ülküsü olmalı. İşte bu nedenle daha önceki divan toplantılarında da konuştuğumuz gibi Sayın Ali Koç'un da bu arazide gerçekleştireceği bir planı ve taktik çalışması var.. Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz Atatürk ile Gündüz Kılıç'ın diyaloğunda, Atatürk'ün genç Gündüz'e söylediği "sadece yenmek ve yenilmekten ibaret değildir futbol" sözü göz ardı edilmemeli. Dolayısıyla Fenerbahçe Başkanı Sayın Ali Koç'un da bir ülküsü, bir hedefi var ve diyor ki; "Hayal etmek başarmanın yarısıdır!.. Derdi dedem." Sözün özü; Başkan bu hedefi ile "Futbol Akademisi" adı altında binlerce yetenekli minik Türk çocuğunun yuvasını hazırlıyor. Yetenekli olup imkan bekleyen 6-14 yaş grubu çocuklarımızın yetişeceği, enine bölünmüş 7 adet saha ile yeni keşfedilecek "Arda Güler" gibi yerli ve millî