Hacer Gelin'in vefası

"Hacer ne iyileşiyor ne de ölüyordu. Dile kolay, tam yedi sene sürdü rahatsızlığı..." "Çavuşların Ahmet" derler bir komşumuz vardı köyde... Bir eşi vardı ki, sanki ay parçasıydı... Hacer gelinin iki yıl sonra, bir oğlu oldu... Gelgelelim, bu evliliğin ve genç ve güzel eşinin kıymetini bilmiyordu Ahmet... Hacer evine ve çocuğuna bakmaktan kendini ihmal etmiş ve birkaç sene içinde hastalanmıştı. Derdi neydi diye sormadı bile Ahmet Ruhsuz, duygusuz biriydi Ahmet "Ne yapayım köylük yerde her kadın biraz yorulur" deyip çıkıyordu işin içinden... Hacer kocasına yalvarsa da bir kez olsun doktora götürmedi onu Günler ayları kovalayıp da Hacer artık yatağa bağlanınca hiç kimsenin ummadığı vefasızlıkta bulunarak, evini ocağını terk edip berduşluğa başladı Öyle ki, köyde ondan herkes "karaktersiz" diye söz ediyordu... Ahmet işi o kadar iğrençleştirmişti ki ona buna musallat olur hâle gelmişti Hanımının derdiyle ilgilenip onu sağlığına kavuşturmak için çabalayacağına "ne hali varsa görsün!" misali ilgisiz davranıp kendi zevkine düşünce, Hacer Gelin'in ana-babası, biricik yavrularını kocasının evinde de olsa, doktora götürüp tedavi ettirmek için harekete geçtiler. Ne gariptir ki, Hacer ne iyileşiyor ne de ölüyordu. Dile kolay, tam yedi sene sürdü Hacer'in rahatsızlığı Ama bu sürede bir gün olsun hâlinden şikâyet etmedi... Bir gün olsun, kocasına ağzını açıp da kötü lâf söylemedi... Hep sabretti... Dua etti... "Allah ıslah etsin" dedi hep Yüce Allah nelere kadir değildi ki Hanımını o hâlde