Babama düğünde yapılan vicdansızlık!

"Sizin anlattıklarınız ne ki; bir tane de ben anlatayım, misafirlere tercüme edersiniz..." Geçenlerde bir fıkra okurken hem gülümsedim hem de kahroldum yeniden Çünkü hatırıma, babam evlenirken onunla dalga geçmek isteyen koca koca adamların cahil tecrübesiz genç bir damada yaptıkları vicdansız şakaları geldi. Bu bir gelenektir diyerek babamı kandırmışlardı. Adına da sadakat testi demişlerdi Bu hatıramı yine bir vesileyle bekârlık arkadaşım Resul Ağabeye anlatmıştım. O da yine bir düğünde, Enver Abi'nin de bulunduğu sohbette anlatınca Enver Abinin babama itham, anneme acıması takdire şayandır. Fıkra şuydu Temel askerden yeni gelmiş, sadece askerde öğrendiği "ay akşamdan ışıktır" türküsünü biliyormuş. Aynı zamanda mezarlık korkusu da varmış. Eve gitmek için mezarlıktan geçiyormuş. Arkadaşları demişler ki: -Korkmana gerek yok ki. Bir türkü söyle geç, demişler. Temel mezarlıktan geçerken arkadaşları da önceden sağa sola gizlenmiş onu beklemişler. Temel korkuyla başlamış söylenmeye: "Ay akşamdan ışıktır!" Mezarlıktan koro hâlinde ses yükselmiş: "Yay-la-lar yay-la-lar!" Koro sesini duyan Temel korku ne demek, 100 metre dünya rekorunu kırarcasına koşmaya başlamış... Resul Beyle bekârlık arkadaşıyken eve yabancı misafirler getirirdi arada bir. Onlara Almanca komik fıkralar anlatıp güldürmesi meşhurdu. Bana da anlatılanlarının özetini yapıyordu. Ben de cevap verdim bir gün kendisine: "Sizin anlattıklarınız ne ki; bir tane de ben anlatayım, misafirlere tercüme edersiniz Babam 1945 senesinde komşu kızı annemle evlenmiş. Annem de