68: Dünyayı sarsan devrim

Dünya, emperyalizmin ikinci büyük bunalımından ve 65 milyon insanın can verdiği kanlı paylaşım savaşından çıktığında yıl 1945'ti.. İnsanlık, büyük kabus bitti diye sevinirken Yalta'da dünyanın paylaşıldığından haberi yoktu!.. Kısa bir süre sonra dünyanın ABD önderliğinde "Hür Dünya", Sovyetler Birliği önderliğinde ise "Varşova Paktı", Churchill'in taktığı sıfatla "Demir Perde Ülkeleri" olarak ayrıldığını öğrenecekti... Ayrıca ortada pek fazla sevinilecek bir şey de yoktu; dünya savaşının yerini bölgesel ve yerel savaşlar alacak, ABD, yeni yarattığı düşman ekseninde "Soğuk Savaş" politikasını yükselterek sürdürecekti... Türkiye 1945'te emperyal devletlerin aralarındaki bölüşüme göre "Hür Dünya" cephesinde yerini almıştı. 1950'de iktidara gelen Bayar Menderes hükümetinin sloganı şöyleydi: -Küçük Amerika olacağız!.. On yıllık bu sürecin sonunda dünya "Soğuk Savaşa" iyice esir olurken Türkiye'de gerçekleşen, "27 Mayıs İhtilali" ülkenin ilerideki 10 yılını biçimleyecekti... Demokrat Parti'nin yasaları hiçe sayarak sürdürmeye çalıştığı otoriter yönetim biçimi sonucu yaşanan askeri müdahale sonrası, Kurucu Meclis'in hazırladığı 1961 anayasası, özgürlüklerin önünü açmış, ülkede ilk kez korkusuzca demokrasi-sosyalizm-devrim sözcükleri telaffuz edilmeye başlanmıştı... Bu duruma gölge düşüren, ilerideki yıllarda kan davasına ve intikam alma eylemlerine dönüşen çok büyük hata ise Adnan Menderes ve iki arkadaşının idam edilmesi olacaktı!... 68 devrimine çıkan yol!.. Dünya, Berlin Duvarı'nın Almanya'yı Doğu-Batı şeklinde bölmesiyle soğuk savaşın zirvesini yaşıyordu... Diğer yandan devrimler, bağımsızlık savaşları da tüm hızıyla sürüyordu... Türkiye'de, Türkiye İşçi Partisi kurulmuş, "Artı Bakiye" sistemiyle gerçekleşen seçimler sonucu 15 milletvekili ile Meclis'e girmişti. CHP, tarihi "Ortanın solu" deklarasyonunu yayınlamıştı; siyasette kartlar yeniden karılıyordu... Gençlik 1965 Milli Petrol Kampanyası ile siyasete ağırlığını koymaya başlamıştı... Dünyayı kasıp kavuruyordu!.. İşte 68 öğrenci olayları tam da bu ortamda Fransa'da patladı!.. Paris'in banliyölerinden Nanterre'de, solcu bir öğrencinin tutuklanmasıyla başlayan olaylar kısa sürede tüm dünyayı derinden etkileyecek bir devrim rüzgarına dönüşecekti!.. Şu tanımlama tarihe kazınacaktı: -Devrimci kuvvetlerin enternasyonal dirilişi!.. 68 olaylarının rüzgarı Türkiye'ye yalnızca bir ay sonra Haziran 1968'de ulaştı... Başta İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi olmak üzere, ülkenin üniversitelerinde büyük bir boykot ve işgal dalgası yaşanmaya başlamıştı... Temmuz 1968'de ise ABD 6. Filosu'nun askerleri İstanbul Dolmabahçe'de denize dökülecekti... 68, işçi ve köylü yığınları üzerinde de büyük etki yaptı... İşçi mücadelesinde muazzam bir yükseliş görüldü. Devrimci İşçi Sendikaları DİSK sahneye çıktı... Köylülerin toprak işgalleri ve devasa üretici mitingleri ülkeyi sarstı... -Ancak 1969'dan itibaren işin rengi değişmeye başladı!.. İktidarın sopası iş başında!.. Yönetimdeki sağcı iktidar