Kaynak ya da harcama çeşitlendirmesi

Yap İşlet Devret (YİD) modeliyle yapılan yolları ve köprüleri artık hepimiz biliyoruz. Bütçede para olmadığı için hükümet kendisinin sunmak zorunda olduğu geleneksel kamu hizmetlerini özel sektöre bu yöntemle yaptırıyor.Değerli okur yöntem son derece teknik ve basit aslında. Özel sektör yatırımın finansmanını sağlıyor, inşaatı yapıyor ve ortaya çıkan tesisi işletiyor. Şehir hastaneleri örneğinde sunulan hizmetin ve inşa edilen hastanenin kullanım bedelini Hükümet ödüyor. Ulaştırma örneğinde ücreti hizmet kullanıcılarının ödemesi gerekiyor. Ödemezlerse garanti edilen ücret bütçeden ödeniyor (gelir garantisi). Ücreti pahalı bulurlarsa sözleşme ücretinden indirim yapılıyor. Garanti edilen ücret ile indirimli ücret arasındaki farkı yine Hükümet ödüyor (katkı payı). Bildiniz.Hükümet bu paraları sizlerden topladığı vergilerle ödüyor. Günün sonunda tüm ödemeleri yükü siz çekiyorsunuz.Ancak bu projeleri siyasetçiler sahipleniyorlar. Yani elin taşıyla elin kuşunu vuruyorlar. Nasıl mıGelin bir bakalım.ÇEŞİTLENDİRİLEN HARCAMALAR Sayın Cumhurbaşkanı yıllarca bu projeleri "Cebimizden bir kuruş çıkmayacak" diye anlatmıştı. Onbirinci Kalkınma Planı tanıtım toplantısında bu yöntemi şu sözlerle açıklamıştı. "Çıkmış diyor ki nerede bunun kaynağı. Ya kaynağı napacaksın. Bu defa bunlar kamu özel işbirliğiyle yapılan yatırım. Bu yatırım yapıldı mı Yapıldı. Biz ne diyoruz bunu yapanlara. Gel bakalım arkadaş. Kaç yıllığına. 15 yıllığına. Peki sana 10 yıl veriyorum. Veya al 15 yıllığına. 15 yıl çalıştıracaksın. 15 yıl sonra bunu bize vereceksin. Cebimizden bir kuruş çıkmadan biz bu yatırımı yaptırıyoruz. Ve bu süreç içerisinde de yılsonunda bazılarından cirodan bazılarında da kârlarından yine gelirimizi alıyoruz. Buna kaynakların çeşitlendirilmesi denir. Ama bunu muhalefet bilmiyor. Anlamıyor. Hazırdan varsa yatırım yapılır zannediyor."https:www.dailymotion.comvideox6f37z0 Değerli okur bu konuşma 21 Şubat 2018'de yapıldı. O vakit yetkililer buna benzer konuşmaları sıkça yapıyordu. Muhalefet kendi açıklamasını kendisi yapsın. Ama ben çok uzunca yıllardır yetkililerin "kaynak çeşitlemesi" dedikleri bu yönteme "harcama çeşitlendirmesi" diyorum. Neden mi Devam edelim o zaman.Projeler hayata geçince sizler Sağlık Bakanlığı'nın şehir hastanelerine yaptığı devasa ödemeleri bütçe ödeneklerinden "kira ve hizmet bedeli" şeklinde görmeye başladınız. Köprüler ve yollar açıldıkça gişelerdeki fahiş ücretleri de gördünüz. Bu ücretleri ödeyemediniz. Bu güzelim köprülerden geçmediğiniz için "araç garantilerinin" ücretleri bütçeden ödenmeye başladı. Siz bu yolları ve köprüleri kullanabilin diye sözleşme değişikliği yapıldı. Sözleşme ücretlerinde indirim yapıldı. Aradaki fark "katkı payı" olarak işletmecilere ödendi.Sizler bu ödemeleri de bütçe ödeneklerinden görmeye başladınız. Hayır hayır sizler başlangıçta görmediniz. İşin uzmanları gördüler ve sizlere aktardılar. Çünkü sizler bu ödemeleri görmeyin diye bütçede yeni yeni isimler yaratıldı.Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) garanti ve katkı payı ödemelerini "hane halkları ve işletmelere yapılan transferler" şeklinde isimlendirdi. (Değerli okur sizler bu transferlerden bir kör kuruş nasiplenmediniz aslında. Ama yetkililer kâğıt üzerinde de olsa sizleri düşünmeyi ihmal etmediler.)Sağlık Bakanlığı başlarda bu ödemeleri bütçede açıkça "kira ve hizmet bedeli" ödemesi diye belirtiyordu. Sonradan onlar da ulaştırmanın partili memurlarının alengirli işlerine ayak uydurdular. Kira ödemelerine "Gayrimenkul Sermaye Üretim Gideri" demeye başladılar.İşin uzmanları bu bilgileri yazdıkça yetkililer söylem değiştirmeye başladılar. Çünkü eser siyaseti adına yapılan bu köprülerin, yolların ve şehir hastanelerinin gereksizliği ortaya çıktı. Nereden mi biliyorum bunların gereksiz olduklarını E gerekli olsaydı siz bu yolları ve köprüleri kullanırdınız. Bütçeden de para çıkmazdı. Şehir hastanelerini kullanmak zorunda kalın diye var olan hastaneler kapatıldı. Salgın bazılarının kapatılmasını erteledi.2022 mali yılı bütçesi "bir şey deniyoruz" diye özetlenebilecek "yerli ve milli ekonomi politikaları" nedeniyle ilk 6 ayda anlamını kaybetti. Bu nedenle TBMM'ye ek bütçe sunuldu.Tabii ki anlamını yitiren ödeneklerin başında da dövize endeksli KÖİ projeleri geliyordu. Tabii ki işin uzmanları öncelikle bunların ödeneklerini incelemeye başladılar. Ek bütçeye bakınca bir de ne görsünler.Heyhat!Partili memurların başına taş düşmüş ve bütçe ödeneklerinin isimlerini herkesin anlayacağı dilden yazmışlar.Kira bedeli ödeneklerinin ismini "Sağlık Tesisleri Kullanım Bedeli Ödemeleri" ve hizmet bedelinin ismini de "Sağlık Tesisleri Hizmet Bedeli Ödemeleri" şeklinde belirlemişler. Ulaştırmanın partili memurları nihayet garanti ödemelerinin isimlerini açıkça yazabilmişler. KGM'nin bütçesinde "Trafik Garanti ve Katkı Payı Ödemeleri" ve Bakanlığın bütçesinde de "Avrasya Tüneline İlişkin Katkı Ödemelerine" ilişkin ödenek tahsis etmişler. Bu projelerin temel atma ve açılış törenleri oy getiriyordu. Başlarda işler yolundaydı. Bu projelere 160 milyar dolara yakın gelir garantisi verildi dedim. Kimse buna doğru değil diyemedi. Diyen olduysa da yüksek gişe ücretleri ve milyarlarca liralık bütçe harcamalarını görmezden gelemedi.Değerli okur günün sonunda sizler homurdanmaya başladınız ve siyasetin dili değişmeye başladı.Sayın Cumhurbaşkanı bir kuruş