Mahkeme kararı sonrası, bulunduğumuz ortamda 'yahu şu Osman Kavala Meral Akşener'in kuzeniymiş, öyle diyorlar doğru mu' dedi bir arkadaş 'Evet de günaydın, sen daha yeni mi duydun' diye sordum Yeni duymuş! 'Bilmeyen yok, gizli saklı bir şey değil ki' dedim. Meğer bilmeyen çokmuş! Osman Kavala ile Meral Akşener kuzen. Öz be öz kuzen. Soruyu soran arkadaş 'iyi de kuzeni ağırlaştırılmış müebbet yemiş ama Akşener hiçbir paylaşım yapmamış' dedi. Oysa CHP'li Özgür Özel son derece çirkin, haddini ziyadesiyle aşarak, içerisinde tehdit ve hakaret barındıran cümlelerle kararı eleştirdi. Ama Akşener'den çıt yok. Ne tuhaf! Osman Kavala'ya aynı davada yargılanan Tayfun Kahraman 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tayfun Kahraman kim mi Ekrem İmamoğlu tarafından İBB Kentsel İyileştirme Daire Başkanı yapılan kişi. Göreve getirildikten sonra adı birçok kez usulsüz ihale iddialarında da geçti. Neyse, konumuz bu değil ama! Konumuz çok daha mühim! Şimdi bu Tayfun Kahraman yoldaş İstanbul'un kadim çınar ağaçları İmamoğlu tarafından bir bir kestirilirken ağzını açıp bir tek laf etmedi! İki yüze yakın asırlık çınar ağacı tek tek boğazlandı, Tayfun arkadaşın gıkı çıkmadı! Oysa aynı Tayfun Kahraman üç beş ağaç yerinden söküldü diye ülkenin yangın yerine çevrildiği Gezi olaylarının 'kahramanlarındandı!' Yersen! O rezil bildiriyi okuyan kişiydi! İmamoğlu da zaten sırf bu nedenle onu daire başkanlığıyla ödüllendirdi. Hatırladınız değil mi Gezi'nin o meşhur bildirisini O bildiriyi gerim gerim gerilip okuyan kişi Tayfun Kahraman'dı işte! Sanki İstanbul İşgal edilmiş, bu arkadaş da işgal komutanı edasıyla isteklerini sıralıyordu. Hatırladınız mı 'Köprü yapmayacaksın... Havaalanı yapmayacaksın... Kanal İstanbul projesinden derhal vazgeçeceksin... Enerji santrallerinin yapımını durduracaksın...' diye talimat yağdırıyordu Tayfun arkadaş! Kime Başbakan Erdoğan'a! Ve bildirinin sonunda da Erdoğan'a 'sen de istifa edip gideceksin, bir daha aday bile olmayacaksın...' diyordu. İşte o Tayfun Kahraman 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gezi kalkışması başarıya ulaşmayınca ikinci plan yani 1725 Aralık emniyet-yargı darbesi